Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası
Atatürk dönemi Türk dış politikasının temeli; “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine dayanır.
Türk dış politikasının temel ilkeleri:
Türk dış politikasının temel ilkeleri:
- Milli sınırlarımız içinde kalmak
- Gerçekleştiremeyeceğimiz emeller peşinde koşmamak
- Bağımsızlığımıza ve sınırlarımıza saygı duyan devletlerle iyi ilişkiler kurmak
- Diğer devletlerin iç işlerine karışmamak ve kendi iç işlerimize karışmasına fırsat vermemek
- Devletlerarası sorunları hukuka dayalı olarak barışçı yollardan çözümlemek
- Dünyadaki gelişmeleri göz önünde tutmak
Atatürk döneminde dış ilişkilerde yaşanan başlıca gelişmeler
- Yabancı okullar sorunu
- Musul sorunu (i Irak sınırı )
- Nüfus mübadelesi ( etabli ) sorunu
- Milletler Cemiyeti'ne giriş
- Balkan Antantı
- Montrö Boğazlar Sözleşmesi
- Sadabat Paktı
- Hatay'ın Türkiye'ye katılması
Birinci dönem Türk dış politikası 1923 - 1930
Amaç: Lozan'dan kalma Sorunları çözmek
Gelişmeler:
Yabancı okullar sorunu, Musul sorunu, nüfus mübadelesi sorunu
1.Yabancı okullar sorunu:
- Yabancı devletler kapitülasyonlar aracılığı ile Osmanlı ülkesinde birçok okul açarak önemli kültürel haklara sahip olmuşlardı.
Hatırlayalım: Lozan
Barış görüşmelerinde yabancı okullarla ilgili kararların Türk hükümeti
tarafından alınmasına karar verilmiştir. Türk hükümeti de yabancı okullarla ilgili
olarak Türkçe Tarih ve Coğrafya derslerinin Türk öğretmenler tarafından
okutulması ve bu okulların Tük müfettişler tarafından denetlenmesi yönünde
karar almıştı.
- Türkiye'nin yabancı okullarla ilgili olarak aldığı kararlar batılı devletler ve özellikle Fransa tarafından tepkiyle karşılandı ise de Türkiye bunu bir sorun olarak sahip itiraz ve tepkileri reddetti.
- “Türkiye'de bizim okullarımızın sahip olmadıkları ayrıcalığı yabancı okulların sahip olması kabul edilemez.” diyen Atatürk yabancı okulların Türk kanunlarına uymasını istemiştir.
- Yönetmeliklere uymayan bazı okullar kapatılmıştır.
Dikkat: Yabancı okullar meselesi Türkiye ile Fransa arasında iyi ilişkilerin
korunmasını geciktirmiştir.
Bilgilendirelim: Türkiye
ile Fransa arasında yaşanan diğer bir sorun ise Osmanlı borçlarının ödenmesi
konusunda yaşanmıştır. Alacaklı ülkeleri içinde en fazla pay sahibi olan Fransa
ile bu konuda 13 Haziran 1928 de Paris'te Türkiye ile alacaklı devletler adına
duyun-u Umumiye İdaresi arasında bir anlaşma imzalandı.
Bu antlaşmayla ödenecek borçların miktarı ve ödeme şekli belirlendi ancak 1929 da başlayan dünya ekonomik krizi borçların ödenmesini güçleştirdiği bunun üzerine Türkiye borçlarının ertelenmesini istedi ve 22 Nisan 1933 de Paris'te yeni bir borç sözleşmesi imzalandı. Son anlaşma Türkiye lehine olmuş ve borçlarla ilgili sorun çözümlenmiştir.
Bu antlaşmayla ödenecek borçların miktarı ve ödeme şekli belirlendi ancak 1929 da başlayan dünya ekonomik krizi borçların ödenmesini güçleştirdiği bunun üzerine Türkiye borçlarının ertelenmesini istedi ve 22 Nisan 1933 de Paris'te yeni bir borç sözleşmesi imzalandı. Son anlaşma Türkiye lehine olmuş ve borçlarla ilgili sorun çözümlenmiştir.
2. Musul sorunu ( Irak sınırı ):
Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin normalleşmesini engelleyen en
önemli neden Türk Irak sınırının tespiti anlamına gelen Musul sorunu olmuştur.
Hatırlayalım: Lozan Konferansı'nda Türkiye Irak sınırı görüşülürken
Türkiye'ye halkın çoğunluğunun Türk olması nedeni ile Musul ve Süleymaniye
bölgelerinin Türkiye sınırları içerisinde kalması gerektiğini öne sürdü.
Irak adına mandasTer devlet olan İngiltere ise Musul'un Irak sınırları içinde kalmasına direndi. Bunun üzerine Türkiye'nin bölgede bir halk oylaması yapılması isteği yine İngiltere tarafından reddedildi.
Irak adına mandasTer devlet olan İngiltere ise Musul'un Irak sınırları içinde kalmasına direndi. Bunun üzerine Türkiye'nin bölgede bir halk oylaması yapılması isteği yine İngiltere tarafından reddedildi.
- Türkiye sınırlarını ve bağımsızlığını korumak için her türlü tedbire başvuracağını açıklayarak İngiltere'nin askeri hareketini önledi.
Dikkat: bu dönemde ortaya çıkan Şeyh Sait isyanı Türkiye'ye olumsuz yönde etkilemiştir yorumlayalım Şeyh Sait isyanı bir ülke içerisinde yaşanan olumsuzlukların dış politikayı olumsuz yönde etkileyeceğini bir göstergesidir.
- İkili görüşmeler sonunda çözümlenemeyen Musul meselesi Milletler Cemiyetine götürüldü.
- Musul meselesini incelemek amacıyla oluşturulan komisyon önerisi ile Milletler Cemiyeti Musul'un Irak'a katılması gerektiğini belirtti.
- Türkiye Milletler Cemiyeti'nin kararına uyarak İngiltere ile Ankara Anlaşması imzaladı 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması'na göre Musul ve Kerkük Irak'a bırakıldı. Irak hükümeti Musul'a karşılık Petrol üzerine konulan verginin yüzde onunu 25 yıl süreyle Türkiye'ye vermeyi kabul etti.
Yorumlayalım: Musul
sorununun halledilmesi ile birlikte Türk İngiliz ilişkilerinde iyileşme
başlamış bu durum 1932 de Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne üye olması
sonucunda etkili olmuştur.
3. Nüfus mübadelesi (etabli) sorunu: Lozan
Antlaşması'ndan sonra Türkiye ile Yunanistan arasında en önemli sorun nüfus
mübadelesi yani nüfus değişimi hakkındaki sözleşme ve bu protokolün uygulanması
konusunda yaşanmıştır.
Hatırlayalım: Lozan Anlaşması'nda İstanbul'daki Rumlarla Batı Trakya'daki Türkler dışında Türkiye'deki Rumlarla Yunanistan'daki Türklerin karşılıklı yer değiştirmesi kararlaştırılmıştı.
Hatırlayalım: Lozan Anlaşması'nda İstanbul'daki Rumlarla Batı Trakya'daki Türkler dışında Türkiye'deki Rumlarla Yunanistan'daki Türklerin karşılıklı yer değiştirmesi kararlaştırılmıştı.
- 30 Ocak 1923 te imzalanan protokolle değişme tabi tutulacak kişilere ait şartlar belirlenmiştir tarafsız devletlerin temsilcilerinin de katıldığı mübadele Komisyonu kurulmuş ancak Yunanistan'ın sürekli anlaşmazlık çıkarması yüzünden bir sonuç alınamamıştır.
- Bir süre sonra Türk Yunan ilişkileri gerginleşti. anlaşmazlık silahlı bir çatışmaya yol açmadan gergin Havayı Yunan başbakanı venizelos ile Atatürk'ün girişimleriyle yumuşatıldı ve 10 Haziran 1930 tarihinde anlaşma yapıldı.
- Yapılan bu antlaşmaya göre yerleşme tariflerine ve doğum yerlerine bakılmaksızın İstanbul rumları ile Batı Trakya Türklerinin Hepsi etabli yani yerleşik sayılmıştır.
Düşünelim: Nüfus mübadelesi sorununun halledilmesi Türk Yunan dostluk
ilişkilerinin geliştirmiş ve Balkan antantı'nın imzalanması ne ortam
hazırlamıştır.