Tarih ders notu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tarih ders notu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2016 Cuma

1. Dünya ve 2. Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Barış'ın Sürekliliğini Sağlama Çabaları ve Antlaşmalar Nelerdir

1. Dünya ve 2. Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Barış'ın Sürekliliğini Sağlama Çabaları
Birinci Dünya Savaşı yarattığı yıkımla dünyada kalıcı barışın sağlanması amacıyla uluslararası bir kuruluşun gerekliliğini ortaya koymuştur.

Dünyanın barışını sağlamak amacıyla oluşturulan kuruluşlar ve yapılan anlaşmalar şu şekilde sıralanabilir.

1. Milletler Cemiyeti yada Cemiyeti akvam 10 Ocak 1920

  • 18 Ocak 1919 yılında Paris'te 32 devletin katılımıyla gerçekleşen konferans sonucunda tüm devletlerin temsil edileceği bir kuruluş Fikri kabul edildi.
  • Böylece 18 ülkenin katılımıyla kurulan Milletler Cemiyeti kurulmuş oldu.
  • Milletler Cemiyeti'nin Merkezi Cenevre olarak kabul edildi.
  • Türkiye Milletler Cemiyeti'ne 18 Temmuz 1932 de davet edilerek katıldı.
  • İkinci Dünya Savaşı'nın ardından 1946 yılında son toplantısını yapan cemiyet görevlerini Birleşmiş Milletler'e devretti.
2. Küçük Antant 1921

  • Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Çekoslovakya ve Yugoslavya ile Romanya'nın oluşturmuş olduğu bir ittifaktır.
  • Amacı bu devletlerin orta Avrupa'daki güvenliklerini sağlamaktır.
  • Bu Antanta 1924 yılında Fransa'da dahil olmuştur.
  • Küçük antant 1939 yılında Almanya'nın Irak'ı işgali ile son bulmuştur.


3. Locarno Antlaşması 1925

  • Avrupa'daki sorunların barışçı yollarla çözümlenmesi amacıyla oluşturulmuş bir ittifaktır.

  • Anlaşma 1925 yılında Londra'da imzalanmıştır.

  • Locarno Antlaşması'na İngiltere, Fransa ,İtalya, Belçika, Çekoslovakya, Polonya devletleri katılmışlardır.

  • Almanya'nın Fransa'yı sınırda herhangi bir saldırıda bulunamayacağı garantisi verdiği Locarno Anlaşması sonrasında Almanya yeniden uluslararası politikaya davet edilmiştir.

  • Locarno Anlaşmasının ardından Almanya Milletler Cemiyeti'ne üye olmuştur.


4.Briand-Kelly Paktı 1928

  • Fransa Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'nın saldırgan politikadan vazgeçtiğine inanmıyordu.



  • Bu nedenle olası bir Almanya saldırısına karşı Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri desteğini almak için çabalamaktaydı. 

  • Fransa Dışişleri Bakanı Briand ülkesinin bu isteğini ABD ye açtı.

  • ABD Fransa ile ikili ittifak kurmak yerine uluslararası ve konferans oluşturmak amacındaydı.

  • Böylece 1928 yılında Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı kelogan çağrısıyla Paris'te bir konferans toplandı.

  • Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ,Fransa ,İtalya, Almanya, Japonya, Belçika,  Çekoslovakya, Polonya devletlerinin yer aldığı bu konferansta savaşın ancak ülke savunması söz konusu olduğunda kabul edilebileceği aksi durumlarda tüm savaşların hukuk dışı olacağı görüşü benimsenmiştir.

  • Ayrıca devletlerarası sorunların barışçı yollarla çözümlenmesi kararlaştırılmıştır.

  • Türkiye ve Sovyetler Birliği Bu pakta 1929 yılında üye oldular.

Dikkat: Briant - Kellog paktının diğer bir adı tarif hakkıdır


15 Ekim 2016 Cumartesi

1 Dünya Savaşı Sonrasında 1929 Dünya Ekonomik Krizinin Gelişmesi

1929 Dünya Ekonomik Krizi
  • 1. Dünya savaşına tarafsız kalmayı başaran ABD ' de üreetim alanında ve teeknolojide önemli gelişmeler yaşandı.

  • Sanayide yaşanan bu gelişmeler , borsayı da olumlu etkiledi.

  •  Birinci Dünya Savaşı sonrasında başta İngiltere olmak üzere ABD ' den kredi alan ülkeler borçlarını ödeyemediler.

  •  1929 yılı ekiminde borsada büyük birkaç şirketin hisse senedi düştü. 

  • 24 Ekim 1929 Perşembe günü ABD Borsası çöktü.  Tarihte Kara Perşembe olarak adlandırılan bu günden sonra pek çok banka battı. Milyonlarca insan işsiz kaldı.

  • ABD'de başlayan ekonomik kriz kısa sürede dünyayı da etkiledi dünya üretiminde yüzde 42 azalma yaşandı ve dünya ticareti yüzde 65 geriledi.
 1929 ekonomik krizinin sonuçları şu şekilde sıralanabilir.
  • İşsizlik arttı ve pek çok ailenin düzeni bozuldu.
  •  Sanayi durma noktasına geldi.
  • Tarım ürünlerinin fiyatları düştü. Bu durum köylü ve çiftçiyi olumsuz etkiledi.
  • Madencilik ve inşaat sektörleri durdu.

    Dikkat: Ekonomik krizden ilk kurtulan ve ülkede istihdam sorununu çözen ülke Almanya olmuştur

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Orta Doğudaki Manda Yönetimlerinin Kurulması ve Büyük Devletlerin İzlediği Politikalar Nelerdir ?

Orta Doğudaki Manda Yönetimlerinin Kurulması

  • Ortadoğu tarihte pek çok medeniyetin merkezi olması.
  • Zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip olması
  • Sanayileşmiş ülkeler için zengin hammadde kaynaklarına ve pazar alanlarına sahip bulunması
  • Tarih boyunca önemli ticaret yollarının geçiş noktasında bulunması gibi etkenlerle önemli bir konumda olmuştur.
  • Bu etkileri günümüzde de varlığını devam ettirmektedir.


Ortadoğu'da büyük devletlerin uygulamış olduğu Politikalar

  • On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Hicaz, Yemen, Suriye, Filistin, Irak gibi Arap halkının yaşadığı topraklar, Osmanlı Devleti'nin kontrolündeydi.
  • Başta Petrol olmak üzere zengin yeraltı kaynaklarının bulunduğu bu topraklara sahip olmak isteyen İngiltere ve Fransa bölgedeki Arap kabileleri Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtmaya başladı.
  • Bu doğrultuda Mekke Şerif'i Hüseyin ile Mısır'daki İngiliz Valisi mac-mahon arasında 1916 da bir anlaşma imzalandı İngiltere'nin bağımsızlık verileceğine inanan Şerif Hüseyin kendisini Arap Kralı ilan etti.
  • Necd Emir'i olan Abdülaziz Suud , Şerif Hüseyin'in Krallığını tanımadı.
  • Arap kabileleri arasında yaşanan bu liderlik mücadelelerini İbni Suud kazandı Ve kendisini Hicaz ve necd Kralı ilan etti.
  • İngiltere 1927 yılında bu devleti tanıdık Böylece 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığı kurulmuş oldu.
  • İngiltere yemeyen de de kendisine bağlı bir Krallık kurmak istediği ise de bu girişimi başarısız oldu. Özellikle İtalya'nın desteklediği Yemen bağımsızlığını ilan etti.
  • Irak İngiltere için coğrafi açıdan stratejik öneme sahip bir bölgeydi bunda akdenizle Basra Körfezi arasında bir köprü konumunda olması büyük rol oynuyordu.
  • Birinci Dünya Savaşı sırasında bu bölgeye önemli bir askeri yığınak yapan İngiltere savaşın sonlarına doğru da başta Musul olmak üzere bölgenin tamamını ele geçirdi.
  • İngiltere Birinci Dünya Savaşı sonrasında Mısır ve Ürdün'de de kendisine bağlı yönetimleri iş başına getirerek bu ülkelerdeki varlığını güçlendirmiştir.
  • Özellikle Süveyş Kanalı'nın kontrolünün sağlanması açısından Mısır'daki İngiliz varlığı büyük önem taşıyordu.  İngiltere Mısır'daki nüfusunu arttırarak Süveyş Kanalı'nın kontrol altında tutmayı başarmıştır.
  • Birinci Dünya Savaşı'nın ardından İngiltere gibi Fransa'da Ortadoğu'daki varlığını güçlendirme çabasındaydı.
  • 1920 de San Remo da yapılan konferans sonrasında Suriye ve Lübnan'ın yönetimi Fransa'ya verildi.
  • Daha sonraki süreçte Filistin ve çevresi İngiltere'ye bırakılırken Suriye ve Lübnan'da Fransız mandası yönetimler kurulmuştur.
  • Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'da büyük bir direnişle karşılaşan Fransa 1921 yılında yapılan Ankara antlaşması ile Anadolu'dan çekilmek zorunda kalmıştır.
  • Savaş karşıtı kamuoyu baskısının artması üzerine Lübnan ve Suriye'de kalamayacağını anlayan Fransa bu ülkelerden çekildi 1926 yılında Lübnan'ın 1930da da Suriye'nin bağımsızlığını tanımıştır.



Doğu'da yeni bir güç, Japonya

  • On dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar feodal bir yönetimin hakim olduğu Japonya'da şogun adı verilen derebeyler ülkesinin yönetiminde söz sahibiydiler.
  • Daymiyo adı verilen Toprak beyleri ise Samuray olarak adlandırılan savaşçı derebeyler şoguna bağlıydılar.
  • Ülkede İmparatorun pek bir etkisi bulunmamaktaydı.
  • 1867 yılında mutsuhito onun İmparator olmasıyla Japonya'da batılılaşma süreci hız kazandı Ve pek çok yenilik hareketi birbirini izlemiştir.  Böylece tarihte Meiji Restorasyonu olarak adlandırılan reform süreci Japonya'da başlamış oldu.
  • 1868 yılında feodal düzen yıkıldı ve modern bir hükümet kurulmuş oldu.

Bu dönemde yapılan yeniliklerden bazıları şu şekilde sıralanabilir.

  • 1872 yılında tüm şampuanlara cinsiyet farkı gözetmeksizin ilköğretim zorunlu hale getirildi Siyasi partiler kuruldu
  • 1868 1898 yılları arasında 2190 fabrika kurulmuştur.
  • 1871 yılında ilk gazete çıkarıldı.
  • 1873 te askerlik mecburi görev oldu.
  • Çağdaş bankacılık sistemi oluşturuldu.
  • Ordu'nun model hale getirilebilmesi amacıyla Prusya'dan askeri Uzmanlar getirildi.
  • Japon donanmasını güçlü hale getirmek için İngiltere donanması örnek alındı.
  • Takvim değiştirildi.
  • 1889 yılında ilk anayasa ilan edildi.


26 Ağustos 2016 Cuma

1. Dünya Savaşı Sonrasında Avrupa ve Rusyanın Politikası

1. Dünya Savaşı Sonrasında Avrupa 

SSCB Orta Asya'daki Türk devlet ve toplulukları

Çarlık rusyanın yıkılışı ve bolşevik İhtilali 

Birinci Dünya Savaşı Rusya'nın bozuk olan ekonomisini daha da bozdu bu durum Çarlık rejimine yönelik tepkilerin artmasına neden oldu petersburg'daki kadın işçiler büyük bir grev başlattı grev kısa sürede tüm ülkeye yayıldı çar ikinci Nicholas tahttan çekilmek zorunda kaldı Rusya'da geçici bir hükümet kuruldu ilk zamanlar geçici hükümeti destekleyen bolşevikler daha sonra sürgünden dönen ilyiç vilademir Lenin'in desteklediler Böylece 1917 de bolşevikler yönetimi tamamen ellerine geçirdi.

Brest Litovsk Antlaşması 3 Mart 1918 

Bolşevik Devrimi'nin ardından Rusya'da iç karışıklıklar daha da arttı Sovyet Rusya ülkesinde otoritesini sağlamak için ittifak devletleri ile Brest Litovsk Antlaşması'nın yaparak savaştan çekildi Lenin'in iktidarı döneminde Rusya İmparatorluğu federasyona dönüştüğü ve 1 Ocak 1923 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği adını aldı.

SSCB Federasyonu'nda 30 kadar farklı statüleri olan devlet vardı ülkede tüm kontrol komünist partisine aitti 1924 yılında Lenin'in ölümü ile kısa sürede olsa iktidar mücadelesi yaşandı bu mücadeleyi Stalin kazandı Josef stalin'in iktidarının ilk yıllarında sscb'deki küçük Topraklar büyük çiftlikleri dönüştürüldü bütün bu çiftliklerde üretim makinelerde yapılmaya başlandı.

Dikkat: stalin'in uyguladığı politika kollektifleştirme politikası olarak adlandırılmıştır.

Kollektifleştirme politikası ile köylülere baskılar arttı bu durum iç huzursuzluğu artırırken tarım üretiminin düşmesine neden olduğu Stalin döneminde SSCB de sanayide hızlı bir ilerleme kaydedildi eskimiş olan Fabrikalar modern hale getirildi başta demir çelik olmak üzere pek çok alanda yeni Fabrikalar kuruldu.

Rusya'nın Orta Asya'yı İstilası 

1905 yılında başlayan Rus İhtilali ülkedeki Türk toplulukları üzerinde etkili oldu İsmail Gaspıralı Yusuf Akçura gibi Türk aydınlarının çalışmaları sonucunda Türklere Milliyetçilik düşüncesi güçlendi 1905 yılında Rusya Müslümanları birinci Kongresi toplandı bu kongreyi sonraki yıllarda ikinci ve üçüncü Müslümanlar Kongresi izledi kongreler sonucunda Müslüman Birliği Partisi kuruldu bu parti Rus Meclisi olan Dumaya temsilciler gönderdi.

Rusya'daki Türkler de milliyetçilik fikrinin güç kazanması ve Türklerin siyasal olarak örgütlenmeleri Sovyetler yönetiminin rahatsız etti Türklere baskılar artmaya başladı.
Türkler farklılıklarını uluslararası alanda duyurmak amacıyla Rusya Müslüman Türk kavimlerinin haklarını koruma cemiyetini kurdular bir süre sonra da Türkistan'da milli İstiklal ayaklanması ne çıkardılar Mayıs 1917 de bütün Rusya müslümanlarının birinci kurultayı toplandı kurultayın ardından Rusya'daki iç karışıklıktan da yararlanan Türkler bulundukları bölgelerde bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar.

Bağımsızlıklarını kazanan devletler Kurdistan Sovyet Cumhuriyeti, Harem Halk Cumhuriyeti, Türkistan ,Kırgız Muhtar Cumhuriyeti, bu devletlerden bazılarıdır.

Bolşeviklerin Rusya'da hakimiyeti sağlanmasının ardından Sovyet yönetimi 1920 yılı sonra yarından itibaren Türk devletleri üzerindeki baskılarını daha da arttırdı.

Basmacı Hareketi 

Basmacı nın kelime anlamı baskın yapan hücum eden demektir bu hareketin temel amacı türkistan'ı Rus baskısından kurtarmaktır Basmacı Hareketi ilk kez Çarlık rejimi döneminde Rusya'da yaşayan Türk direnişçiler tarafından gerçekleştirilmiştir 1918 de de halk mücadelesi halini almıştır.
Enver Paşa'nın 1921 yılında türkistan'a gelmesi ve hareketin başına geçmesiyle daha da güçlenmiştir Türklerin bu direnişi karşısında Sovyet Rusya'nın da tepkisi çok sert olmuştur karşı saldırıya geçen Rus orduları Enver Paşa ve direnişin önde gelen liderlerini öldürmüştür Enver Paşa'nın ölümü ardından direniş eski gücünü kaybetmiş 1931 yılında da kesin olarak son bulmuştur.

Bilglendirelim: 1917 bütün Rusya müslümanlarının birinci kurultayının ardından Rusya'da çıkan iç karışıklıklardan yararlanan Türklerin bağımsızlıklarını birer birer kazanmaya başlaması Rusya'nın bütünlüğünü bozmuş Merkezi otoritesini sarsmıştır.

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi, xx. Yüzyıl Başlarında Dünya Tarihi ve Gelişmeler

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

xx. Yüzyıl Başlarında Dünya

Dünya Savaşı 1914 1918 Birinci Dünya Savaşı'nın nedenleri şu şekilde sıralanabilir.
  • Milliyetçilik akımı ve bu akımın bir sonucu olarak ulusal anlayışın yayılması
  • Sanayileşmiş devletler arasında sömürge yani hammadde ve pazar rekabetinin artmış olması
  • 1870 de İtalya ve 1871 Dede Almanya'nın siyasi birliklerini kurmalarının Ardında Avrupa'daki siyasi dengelerin bozulmuş olması
  • Ondokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa devletleri arasında Siyasi ve askeri bloklaşmalar yaşanmaya başlaması


Birinci Dünya Savaşı sırasında ittifak devletleri
Almanya
Avusturya- Macaristan

Tarafsız kalan devletler
Osmanlı Devleti
Bulgaristan
İtalya
Karadağ
Romanya
Yunanistan
Belçika
Portekiz
Japonya
Amerika Birleşik Devletleri

İtilaf Devletleri
İngiltere
Fransa
Çarlık Rusya
Sırbistan

Birinci Dünya Savaşı'ndan önce İngiltere , Fransa ve Rusya'nın aralarında yapmış oldukları anlaşmalar 1904 İngiltere , Fransa Anlaşması Entente cardiale 
1908 İngiltere Rusya Anlaşması Reval Görüşmeleri

İtalya 1883 yılında ittifak devletleri tarafından yer alırken 1915 de itilaf devletleri tarafından katılmıştır .

Dikkat: İsviçre, İspanya, İsveç, Danimarka, Hollanda ,Norveç Savaş süresince tarafsız kalmış olan ülkelerdir.

Birinci Dünya Savaşı'nın gelişmesi

Schlieffen Planı: Almanya'nın Birinci Dünya Savaşı'nda uygulamaya çalıştığı Savaş planıdır.  Buna göre önce Fransa Savaş dışında bırakılacak, Ondan sonra da Rusya ve İngiltere ve savaş dışında içilecek, fakat Fransa'nın Marn hattındaki güçlü direnişi bu planın başarısız olmasına neden olmuştur.

Marn Hattı : Fransa'nın Almanya'yı durdurdu savunma hattıdır.
Osmanlı Devleti Savaş başladığından tarafsızlığını ilan etti. 
Osmanlı devleti bir yandan olası bir savaşta hazırlanmakta diğer yandan da ekonomik kısıtlamalardan kurtulmak amacındaydı. 
Bu doğrultuda 1 Ekim 1914 tarihinde kapitülasyonları tek taraflı olarak kaldırdığını ilan etmiştir.

Dikkat: Osmanlı Devleti'nin kapitülasyonları kaldırılmasına en çok Almanya'da Avusturya-macaristan İmparatorluğu karşı çıktı.  Bu durum her iki devletin Osmanlı Devleti'nin sömürge olarak gördüklerini kanıtlamaktadır.

Dikkat: Osmanlı Devleti , Avusturya Macaristan , İtalya'ya Güven duymuyordu. Bundan Avusturya Macaristan'ın Bosna Hersek'i topraklarına katılması ,  İtalya'nın ise Trablusgarp'ı işgal etmiş olması ve etkili olan unsurlardır.

Dikkat:  Bu dönemde Osmanlı yönetiminde söz sahibi olan İttihat ve Terakki Fırkası Almanya hayranıydı . İttihat ve Terakki yöneticileri kaybedilen Topraklar ancak Almanya'nın yanında savaşa girilmesi durumunda geri alınabileceği düşüncesine sahiptiler.
Dikkat: Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı sırasında şu cephelerde savaşmıştır.

Taarruz cepheleri :
Kafkasya Cephesi
Süveyş Kanalı cephesi

Savunma cepheleri:
Çanakkale cephesi
Suriye Filistin cephesi
Irak cephesi

Yardım gönderilen cepheler:
Makedonya cephesi
Romanya cephesi
Galiçya cephesi

İtilaf Devletleri savaş sırasında Osmanlı topraklarını aralarında paylaşmak amacıyla aşağıdaki gizli anlaşmaları yapmışlardır.

İstanbul yani Boğazlar Antlaşması:
İngiltere , Fransa , Çarlık Rusya arasında imzalanmıştır.  Rusya'ya boğazların verilmesi kabul edildi.

Londra Antlaşması:
İngiltere , Fransa , Çarlık Rusya ve İtalya arasında yapılmıştır . Eğer savaşa girerse Antalya ve çevresinin İtalya'ya verilmesi bu anlaşmaya göre kabul edilmiştir.

Sykes-Picot Anlaşması ve petrograd Protokolü:
İngiltere ve Fransa arasında yapıldı.  Basra petrollerini İngiltere'nin Kuzey Irak Musul ve çevresi ise Fransa'nın alınması yönünde kabul görmüştür. Çarlık Rusya anlaşmayı Doğu Anadolu'nun kendisine verilmesi karşılığında kabul etmiştir.


Mac mahon Antlaşması:
İngiltere'nin Mısır valisi ile Hicaz Emir'i Hüseyin arasında gerçekleştirmiş olduğu bir anlaşmadır.  İngilizler Araplara bağımsızlık Vadettiği  bir anlaşmadır.


Saint Jean de Maurienne Antlaşması.

Çarlık Rusya'nın savaştan çekilme ihtimalinin güçlenmesi üzerine bu boşluğun italya'yla doldurulması amacıyla İtalya'ya Bu anlaşma ile İzmir verilmiştir.

Dikkat:
Birinci Dünya Savaşındaki gizli anlaşmalar bolşevik devrimi sonrası Sovyet Rusya tarafında dünyaya duyurulmuş yani deşifre edilmiştir.

Balfour Deklarasyonu:

2 Kasım 1917 İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour ‘ un ortaya atmış olduğu bu düşünce ile Filistin ve İsrail devletinin temelleri atılmış oldu .


22 Ağustos 2016 Pazartesi

Atatürk Sonrası Dönemde Türkiye ve Dünyada Gelişen Olay ve Durumlar , İnkılap Ders Notları

Atatürk Sonrası Dönem

 İsmet İnönü (Milli Şef) Dönemi 1938-1950

Bu dönemde gerçekleşen olay ve gelişmeleri şu şekilde sıralanabilir.
  • Milli korunma kanunu çıkarıldı 1940
  • Köy Enstitüleri açıldı 1940
  • Varlık Vergisi Kanunu çıkarıldı 1942
  • Ekmek karnesi uygulaması başlatıldı
  • Toprak mahsulleri Vergisi Kanunu çıkarıldı 1943
  • İngiliz başkanı çörçil ile Adana görüşmeleri yapıldı 1943
  • Çiftçiyi topraklandırma kanunu çıkarıldı 1945
  • Birleşmiş Milletler teşkilatının kurucu üyeleri arasında yer alınca 1945
  • Truman Doktrini doğrultusunda askeri yardım alındı
  • Marshall yardımı alındı
  • Milli Kalkınma Partisi kuruldu 1945
  • Demokrat Parti kuruldu 1946
  • Millet Partisi kuruldu 1948


Bilgilendirelim: İsmet İnönü 25 Aralık 1973 tarihinde vefat etti. Vefatından sonra naaşı anıtkabirdeki özel yere defnedildi.

Demokrat Parti dönemi 1950-1960
Demokrat Parti döneminde gelişen olay ve gelişmeler şu şekilde sıralanabilir.
  • Paralar üzerinde mevcut cumhurbaşkanının resminin basılması uygulaması kaldırıldı tekrar ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün resimleri asılmaya başlandı.
  • Türkiye Sınai Kalkınma Bankası kuruldu 1950
  • Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanun çıkarıldı 1951
  • Köy Enstitüleri ve Halkevleri kapatıldı.
  • NATO'ya üye olundu.
  • 1952 Yunanistan ile Kıbrıs sorunu yaşandı
  • 1954 petrol kanunu çıkarılarak yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verildi.
  • Yabancı sermayeyi teşvik yasası çıkarıldı
  • Türkiye Vakıflar Bankası kuruldu 1954
  • Lefkoşa'da Türk Mukavemet Teşkilatı kuruldu 1957


Bilgilendirelim : Demokrat partiye karşı gelişen muhalefet 27 Mayıs 1960 darbesini ortam hazırlamıştır. Demokrat Parti dönemi bu tarihte sona ermiştir.

II. Dünya Savaşı 1939-1945


İkinci Dünya savaşında meydana gelen gruplaşmalar şu ülkelerden meydana gelmiştir.
  • Mihver grubu
  • Almanya
  • İtalya
  • Japonya


Müttefik Grubu şu ülkelerden meydana gelmiştir.

  • İngiltere
  • Fransa
  • Rusya
  • ABD


İkinci Dünya Savaşı'nın nedenleri.
  • Birinci Dünya Savaşı'nın sonucunda imzalanan anlaşmaların ağır şartlar içermesi
  • Hammadde ve pazar mücadelesi
  • Devletlerarası bloklaşma ve silahlanma yarışı
  • Almanya ve İtalya'nın yayılmacı siyaset izlemesi
  • Japonya'nın mançuryaya saldırması
  • İtalya'nın Habeşistan'a saldırması
  • Almanya'nın Ren bölgesini işgal etmesi


İkinci Dünya Savaşı'nın sonuçları
  • Müttefik Grup Savaşı kazanmıştır.
  • Almanya ikiye ayrıldı
  • ABD ile Sovyet Rusya arasında Soğuk Savaş dönemi başlamıştır 
  • Dünya ülkeleri NATO ve Varşova Paktı gibi iki büyük gruba ayrılmıştır
  • Hindistan , Pakistan ve mısır gibi devletler bağımsızlığını kazanmıştır
  • İsrail Devleti kurulmuştur 1948
  • 12 Ada Yunanistan'a bırakılmıştır
  • Dünya barışını korumak amacıyla Birleşmiş Milletler teşkilatı kurulmuştur 1945
  • Atom bombasının gücü görülmüştür.


İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'nin takındığı tutum ve izlediği politika


Türkiye 1939 yılında İngiltere ve Fransa ile ittifak Anlaşması imzalanmasına rağmen , bu savaşa fiilen katılmamıştır.  İngiltere Türkiye'nin savaşa katılması yönünde yoğun bir baskı uygulamıştır. Savaş durumunu görüşmek üzere Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile İngiliz başbakanı Churchill Adana ve Kahire de görüşmeler yapmışlardır. Ayrıca Türkiye 1941 yılında Almanya ile dostluk Antlaşması imzalanmıştır.

Truman Doktrini 1947
ABD Başkanı turnanın Sovyet tehdidi altındaki ülkelere askeri ve mali yardım yapılmasını isteyen önerisidir. Doktrinin ABD senatosu'nda onaylanması sonucunda Türkiye ve Yunanistan'ı askeri ve mali yardım yapılmıştır.

Marshall Planı 1948
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1948 1951 yılları arasında uygulanan ABD kaynaklı ekonomik yardım ve paketidir.
Amaç İkinci Dünya Savaşı'ndan çöküntü yaşayan Avrupa ekonomisini canlandırmaktır. Türkiye'de bu yardım paketinden yararlanmıştır.

NATO 1949
NATO 12 Avrupa devleti ile ABD'nin katılımı ile kurulmuştur.
Amaç Rus yayılmacılığını önlemektir.
Türkiye'de bu parkta üye olmuştur 1952

Hatırlayalım: Türkiye'nin NATO'ya üye olmasında Kore savaşlarına asker göndermesi etkili olmuştur . 

Varşova Paktı 1955
Sovyet Rusya öncülüğünde ABD ve NATO'ya karşı kurulmuş olan bir Pakttır.


19 Ağustos 2016 Cuma

II. Dönem Türk Dış Politikası 1930-1939 - Milletler Cemiyetine Giriş, Balkan Anatantı, Montrö Sözleşmesi, Kpss İnkılap Ders Notları

II. Dönem Türk Dış Politikası 1930-1939 

Bu dönemdeki dış politikasının amacı: 
Olası İkinci Dünya Savaşı'na karşı önlem almak 

Bu dönemdeki dış politikadaki gelişmeler ise şu şekilde sıralanabilir: 
Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne üye olması 1932 
Balkan antantı'nın imzalanması 1934 
Montrö Boğazlar sözleşmesinin imzalanması 1936 
Sadabat paktının gelişmesi 1937 
Hatay'ın Türkiye'ye katılması 1939


Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne üye olması: 
Hatırlayalım: millet Cemiyeti Birinci Dünya Savaşı'nın kazanan devletler tarafından savaştan hemen sonra uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözmek , uluslararası işbirliğini geliştirmek , Böylece barış ve güvenliği koruyarak yeni savaşları önlemek amacıyla kurulmuş olan bir cemiyettir.
  • 1930 dan sonra milletler arası işbirliğinin önem kazanması Milletler Cemiyeti'ne ilgiyi artırmıştır.
  • 1932 temmuz'unda İspanya'nın teklifi ile Yunanistan'ın ise desteği sonucu Türkiye Milletler Cemiyeti'ne üye olmuştur 18 Temmuz 1932

Düşünelim: Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne üye olması dünya barışına Katkı sağlamak istediğinin bir göstergesidir.


Balkan Antantı: Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girdikten sonra Balkan ulusları ile yakınlaşması ve 1933 ten sonra Almanya ve İtalya'nın silahlanarak dünya barışını tehdit etmeye başlaması, Türkiye, Yunanistan , Yugoslavya ve Romanya Devletleri arasında Balkan antantının imzalanmasına zemin hazırlayan durum olmuştur. Antant 9 Şubat 1934 tarihinde imzalandı.

Dikkat: Arnavut İtalya'nın baskısından dolayı Bulgaristan ise Makedonya ve Dobruca konusunda Yunanistan Yugoslavya ve Romanya ile anlaşmazlık içinde olduğu için antanta katılmamıştır.
düşünelim Balkan Antantı ile Türkiye Batı sınırlarını güvence altına almış ve Türkiye için Balkanlardan Barış dönemi başlamıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi: Hatırlayalım: Londra Konferansı'nda imzalanan boğazlarla ilgili hükümler Türkiye'nin boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını sınırlandırmaktadır. Türkiye boğazlarla ilgili hükümleri güvenlik konusunda Milletler Cemiyeti'nin etkili olacağını ve Avrupa'da Silahsızlanmanın gerçekleşeceği umuduyla kabul etmişti.

  • 1933 ten sonra İtalya ve Almanya Rusya silahlanmaya başladı Milletler Cemiyeti barışı tehdit eden bu gelişmeleri önleyemedi bu gelişmeler Üzerine kendi güvenliğini garanti altına almak isteyen Türkiye 10 Nisan 1936 da boğazlar üzerindeki sınırlamaları kaldırmak amacıyla Lozan Antlaşması'nı imzalayan devletlere birer nota göndererek boğazlarla ilgili hükümlerin düzenlemesini istedi.
  • Türkiye'nin bu isteği ile ilgili devletler tarafından olumlu karşılandı ve İsviçre'nin Montrö şehrinde Montrö boğazlar sözleşmesi imzalandı. 20 Temmuz 1936

Montrö Boğazlar sözleşmesinin maddeleri:


  • Lozan Antlaşması'nda kurulan Boğazlar Komisyonu kaldırılacak ve bu yetkileri Türkiye Cumhuriyeti ile devredilecektir.
  • Lozan Antlaşması ile boğazların iki yanında askersiz duruma getirilen yerlerde Türkiye askeri bulundurabilecek ve tahkimat yapabilecektir.
  • Ticaret gemilerinin her iki yönde boğazlardan geçişi serbest olacaktır.
  • Savaş gemilerinin geçişi ise zaman ve ağırlık bakımından sınırlandırılacaktır.
  • Türkiye savaşa girer veya bir savaş tehlikesi ile karşılaşırsa Boğazlar istediği gibi açıp kapatabilecektir.

Montrö Boğazlar sözleşmesinin önemi: 
Türk devletinin egemenlik haklarını sınırlayıcı hükümler kaldırılmıştır.
Türkiye'nin doğu Akdeniz'de önemi artmıştır. 
Türkiye milletlerarası dengede önem kazanmıştır.
Türk Sovyet ilişkilerinde ayrılığın ilk adımı atılmıştır.


Sadabat Paktı: Sadabat Paktı İtalya'nın Ortadoğu ülkelerini hedef alan istila politikasına karşı Türkiye, İran, Irak ve Afganistan'da arasında oluşturulmuştur. 8 Temmuz 1937 

Dikkat: Türkiye ile arasında Hatay yüzünde gerginlik yaşayan Suriye Sadabat Paktı'na katılmamıştır . 

Düşünelim: Sadabat Paktı Türkiye doğu sınırlarını güvence altına alma imkanı tanımıştır.

Hatay'ın Türkiye'ye katılması:

Hatırlayalım:
Fransa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında imzalanan 1921 Ankara Anlaşması'nda Hatay'ın Fransa himayesinde özel bir yönetime sahip olması kararlaştırılmıştı.


1. İkinci Dünya Savaşı'nın yaklaşması üzerine Fransa 1936 yılında Suriyeyi boşaltma kararı aldı. Böylece Fransa hatayı Suriye'ye bırakmış oldu.


2. Sorunları barışçı yollarla çözümlemek isteyen Türkiye Milletler Cemiyeti'ne başvurarak , çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hatay'ın Türkiye'ye verilmesini istedi.


3. Hatay'da yapılan ilk halk oylamasında 2 Eylül 1938 de bağımsız Hatay Cumhuriyeti kuruldu.


4. Hatay'ın Cumhurbaşkanlığına ise Tayfur Sökmen seçildi.


5. 30 Haziran 1939 yılında Hatay Millet Meclisi tarafından yapılan oylama sonucunda Hatay Türkiye'ye katılma kararı aldı.

Bilgilendirelim: Hatay'ın bağımsız olmasında Sandler raporunun da olumlu etkisi olmuştur.

Dikkat:
Hatay'ın Türkiye'ye katılması ile günümüz Suriye sınırı çizilmiştir bu durum misak-ı Milli'ye uygun bir gelişmedir.



18 Ağustos 2016 Perşembe

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası ve Gelişmeler ,Kpss İnkılap Tarihi Notları

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası
Atatürk dönemi Türk dış politikasının temeli;  “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine dayanır.

Türk dış politikasının temel ilkeleri:
  • Milli sınırlarımız içinde kalmak
  • Gerçekleştiremeyeceğimiz emeller peşinde koşmamak 
  • Bağımsızlığımıza ve sınırlarımıza saygı duyan devletlerle iyi ilişkiler kurmak
  • Diğer devletlerin iç işlerine karışmamak ve kendi iç işlerimize karışmasına fırsat vermemek 
  • Devletlerarası sorunları hukuka dayalı olarak barışçı yollardan çözümlemek
  • Dünyadaki gelişmeleri göz önünde tutmak


Atatürk döneminde dış ilişkilerde yaşanan başlıca gelişmeler
  • Yabancı okullar sorunu
  • Musul sorunu (i Irak sınırı )
  • Nüfus mübadelesi ( etabli ) sorunu
  • Milletler Cemiyeti'ne giriş
  • Balkan Antantı
  • Montrö Boğazlar Sözleşmesi
  • Sadabat Paktı
  • Hatay'ın Türkiye'ye katılması


Birinci dönem Türk dış politikası 1923 - 1930
Amaç:  Lozan'dan kalma Sorunları çözmek
Gelişmeler: Yabancı okullar sorunu, Musul sorunu, nüfus mübadelesi sorunu

1.Yabancı okullar sorunu:
  • Yabancı devletler kapitülasyonlar aracılığı ile Osmanlı ülkesinde birçok okul açarak önemli kültürel haklara sahip olmuşlardı.


Hatırlayalım: Lozan Barış görüşmelerinde yabancı okullarla ilgili kararların Türk hükümeti tarafından alınmasına karar verilmiştir. Türk hükümeti de yabancı okullarla ilgili olarak Türkçe Tarih ve Coğrafya derslerinin Türk öğretmenler tarafından okutulması ve bu okulların Tük müfettişler tarafından denetlenmesi yönünde karar almıştı.
  • Türkiye'nin yabancı okullarla ilgili olarak aldığı kararlar batılı devletler ve özellikle Fransa tarafından tepkiyle karşılandı ise de Türkiye bunu bir sorun olarak sahip itiraz ve tepkileri reddetti.
  • “Türkiye'de bizim okullarımızın sahip olmadıkları ayrıcalığı yabancı okulların sahip olması kabul edilemez.” diyen Atatürk yabancı okulların Türk kanunlarına uymasını istemiştir.
  • Yönetmeliklere uymayan bazı okullar kapatılmıştır.


Dikkat: Yabancı okullar meselesi Türkiye ile Fransa arasında iyi ilişkilerin korunmasını geciktirmiştir.
Bilgilendirelim: Türkiye ile Fransa arasında yaşanan diğer bir sorun ise Osmanlı borçlarının ödenmesi konusunda yaşanmıştır. Alacaklı ülkeleri içinde en fazla pay sahibi olan Fransa ile bu konuda 13 Haziran 1928 de Paris'te Türkiye ile alacaklı devletler adına duyun-u Umumiye İdaresi arasında bir anlaşma imzalandı. 
Bu antlaşmayla ödenecek borçların miktarı ve ödeme şekli belirlendi ancak 1929 da başlayan dünya ekonomik krizi borçların ödenmesini güçleştirdiği bunun üzerine Türkiye borçlarının ertelenmesini istedi ve 22 Nisan 1933 de Paris'te yeni bir borç sözleşmesi imzalandı.  Son anlaşma Türkiye lehine olmuş ve borçlarla ilgili sorun çözümlenmiştir.

2. Musul sorunu ( Irak sınırı ): Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin normalleşmesini engelleyen en önemli neden Türk Irak sınırının tespiti anlamına gelen Musul sorunu olmuştur.

Hatırlayalım: Lozan Konferansı'nda Türkiye Irak sınırı görüşülürken Türkiye'ye halkın çoğunluğunun Türk olması nedeni ile Musul ve Süleymaniye bölgelerinin Türkiye sınırları içerisinde kalması gerektiğini öne sürdü.
Irak adına mandasTer devlet olan İngiltere ise Musul'un Irak sınırları içinde kalmasına direndi. Bunun üzerine Türkiye'nin bölgede bir halk oylaması yapılması isteği yine İngiltere tarafından reddedildi.
  • Türkiye sınırlarını ve bağımsızlığını korumak için her türlü tedbire başvuracağını açıklayarak İngiltere'nin askeri hareketini önledi.

Dikkat: bu dönemde ortaya çıkan Şeyh Sait isyanı Türkiye'ye olumsuz yönde etkilemiştir yorumlayalım Şeyh Sait isyanı bir ülke içerisinde yaşanan olumsuzlukların dış politikayı olumsuz yönde etkileyeceğini bir göstergesidir.

  • İkili görüşmeler sonunda çözümlenemeyen Musul meselesi Milletler Cemiyetine götürüldü.
  • Musul meselesini incelemek amacıyla oluşturulan komisyon önerisi ile Milletler Cemiyeti Musul'un Irak'a katılması gerektiğini belirtti.
  • Türkiye Milletler Cemiyeti'nin kararına uyarak İngiltere ile Ankara Anlaşması imzaladı 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması'na göre Musul ve Kerkük Irak'a bırakıldı. Irak hükümeti Musul'a karşılık Petrol üzerine konulan verginin yüzde onunu 25 yıl süreyle Türkiye'ye vermeyi kabul etti.


Yorumlayalım: Musul sorununun halledilmesi ile birlikte Türk İngiliz ilişkilerinde iyileşme başlamış bu durum 1932 de Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne üye olması sonucunda etkili olmuştur.


3. Nüfus mübadelesi (etabli) sorunu: Lozan Antlaşması'ndan sonra Türkiye ile Yunanistan arasında en önemli sorun nüfus mübadelesi yani nüfus değişimi hakkındaki sözleşme ve bu protokolün uygulanması konusunda yaşanmıştır.

Hatırlayalım: Lozan Anlaşması'nda İstanbul'daki Rumlarla Batı Trakya'daki Türkler dışında Türkiye'deki Rumlarla Yunanistan'daki Türklerin karşılıklı yer değiştirmesi kararlaştırılmıştı.
  • 30 Ocak 1923 te imzalanan protokolle değişme tabi tutulacak kişilere ait şartlar belirlenmiştir tarafsız devletlerin temsilcilerinin de katıldığı mübadele Komisyonu kurulmuş ancak Yunanistan'ın sürekli anlaşmazlık çıkarması yüzünden bir sonuç alınamamıştır.
  • Bir süre sonra Türk Yunan ilişkileri gerginleşti. anlaşmazlık silahlı bir çatışmaya yol açmadan gergin Havayı Yunan başbakanı venizelos ile Atatürk'ün girişimleriyle yumuşatıldı ve 10 Haziran 1930 tarihinde anlaşma yapıldı.
  • Yapılan bu antlaşmaya göre yerleşme tariflerine ve doğum yerlerine bakılmaksızın İstanbul rumları ile Batı Trakya Türklerinin Hepsi etabli yani yerleşik sayılmıştır.


Düşünelim: Nüfus mübadelesi sorununun halledilmesi Türk Yunan dostluk ilişkilerinin geliştirmiş ve Balkan antantı'nın imzalanması ne ortam hazırlamıştır.



17 Ağustos 2016 Çarşamba

Atatürkçü Düşünce Sistemi , Atatürk ilkeleri ve Özellikleri Nelerdir? - Kpss İnkılap Tarihi Ders Notları

Atatürkçü düşünce sistemi ve Atatürk ilkeleri 

Mustafa Kemal'in hayatı ve önemli evreleri
Kişisel özellikleri 

  • Vatanseverlik 
  • İdealistlik 
  • Hakikati arama gücü 
  • Yaratıcılık
  • İleri görüşlülük 
  • Mantıklılığı 
  • Çok Cephelilik 
  • Yöneticilik 
  • Gurura ve Ümitsizliğe yer vermemesi


Mustafa Kemal Atatürk'ün öğrenim gördüğü okullar 

  • Fatma Hatun mahalle mektebi 
  • Şemsi Efendi Mektebi 
  • Selanik Askeri Rüştiyesi 
  • Manastır Askeri idadisi 
  • İstanbul Harp Okulu 
  • Erkan'ı Harbiye Mektebi ( Harp Akademisi )


Milli Mücadele dönemi ve sonrasında üstlendiği görevler 

  • Ordu müfettişliği 1919 
  • Temsilciler Kurulu Başkanlığı 1919 
  • Anadolu ve Rumeli müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığı 1919 
  • Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Erzurum milletvekilliği 1920 
  • I.TBMM de Ankara milletvekilliği 
  • 1920 TBMM Başkanlığı 1920
  • Başkomutanlık 1921 
  • Cumhuriyet Halk Fırkası başkanı 1923 
  • Cumhurbaşkanlığı 1923-1938


Mustafa Kemal'in yazdığı kitaplar 

  • Nutuk 
  • Medeni bilgiler 
  • Arıburnu muharebeleri raporu 
  • Karlsbad hatıraları 
  • Geometri kılavuzu 
  • Zabit ve Kumandan ile hasbihal 
  • Cumalı ordusu 
  • Takımın muharebe eğitimi 
  • Bölüğün muharebe eğitimi 
  • Taktik - tatbikat gezileri


Atatürkçülüğün tanımı ve özellikleri 
Atatürkçülük Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyine erişmesi ve inkılapların sürdürülmesinde gören yoldur.

Atürkçülüğün özellikleri


  • Toplumda yapılan köklü değişiklikleri kapsar.
  • Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmayı hedefler.
  • Türk milletinin ihtiyaçlarından ve gerçeklerinden doğmuştur. 
  • Akla ve bilime dayanır .
  • Özgür düşünce ve özgürlükçü bir demokrasi anlayışına sahiptir.


Atatürk ilkeleri Atatürk ilkelerinin amacı 


  • Çağın gereklerine göre Türk milletinin mutluluğunu refahını sağlamak 
  • Yeni Türk devletini Atatürkçü düşünce sistemine dayandırmak 
  • Türk kültürünü milli bir anlayışla çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak.
  • İnsanın onuruna ve özgürlüğüne saygılı 
  • Milli Egemenlik esasına dayanan 
  • Demokrasi anlayışı içerisinde Uygar bir toplum oluşturmak 
  • Milli kültür değerlerimizi geliştirmek


Atatürk ilkelerinin ortak özellikleri 


  • Türk milliyetçiliği esasına dayanmaları 
  • Türk toplumunun ihtiyaçlarından doğmaları dinamik bir yapıya sahip olmaları 
  • Türk milletini çağdaşlaştırmak ilaçlamaları akıl ve bilimi dayanmaları 
  • Milli Egemenlik esasına savunmaları 
  • Birbirinin devamı ve tamamlayıcısı olmaları


Atatürk ilkelerinin dayandığı esaslar 


  • Akıl 
  • Bilim 
  • Çağdaşlık 
  • Gerçekçilik 
  • Girişimcilik 
  • Toplumun inançlarına saygı


Temel ilkeleri          ve     Bütünleyici ilkeler 
Cumhuriyetçilik       -     Ulusal Egemenlik 
Milliyetçilik               -     Ulusal bağımsızlık, milli beraberlik ve ülke bütünlüğü 
Halkçılık                    -     İnsan ve insanlık sevgisi,Yurtta barış dünyada barış 
Devletçilik                 - 
Laiklik                       -     Akılcılık ve bilimsellik 
İnkılapçılık                -     Çağdaşlık ve batılılaşma


Cumhuriyetçilik ilkesi ve özellikleri 


  • Cumhuriyet; halkın doğrudan doğruya yada seçtiği temsilciler aracılığıyla egemenliği elinde tuttuğu yönetim şeklidir.
  • Egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğunu , yani ulus iradesinin devlet iradesinde hakim olduğu bir idare şeklidir.
  • Cumhuriyetçilik devletimizin temel yapısını ve biçimini belirleyen ilkedir.
  • Atatürkün laiklikle birlikte ödün vermediği iki ilkeden biridir.


Cumhuriyetçilik ilkesi ile ilgili gelişmeler ve inkılaplar ise şu şekilde sıralanabilir.

  • TBMM'nin açılması 
  • Saltanatın kaldırılması 
  • Halifeliğin kaldırılması 
  • Cumhuriyetin ilan edilmesi 
  • Siyasal partilerin kurulması 
  • 1921 ve 1924 anayasalarının yapılması 
  • Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması 
  • Ordu'nun siyasetten ayrılması 
  • Tek dereceli seçim sistemine geçilmesi


Bilgilendirelim: Atatürk "milli egemenlik öyle bir nurdur ki onun karşısında zincirler erir Taç ve tahtlar yanar yok olur." diyerek egemenliğin millete ait olması gerektiğini açık bir biçimde dile getirmiştir.



Milliyetçilik ilkesi ve özellikleri 


  • Milliyetçilik, bir millete mensup fertlerin milli tarihlerini , milletlerin Mazideki parlak başarılarına , felaket ve ızdıraplarına karşı derin bir bağlılık ve saygı hissidir.
  • Atatürk'ün Milliyetçilik ilkesi birleştirici ve bütünleştiricidir.
  • Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk dili konuşan Türk kültürü ile yetişen ve Türk fikrini benimseyen her şeyi Türk olarak kabul eder.
  • Çağdaş olmayı kabul eder.
  • Ulus din ve mezhep farklılıkları ile bölmek isteyen her türlü davranışın karşısındadır.
  • Ulusal eğitim Misakı Milli dil tarih amaç Birliği Ulusal kültür türkülü şuuru ve Manevi değerlerin önemser.



Milliyetçilik ilkesi ile ilgili gelişmeler ve inkılaplar
  • TBMM'nin açılması 
  • Milli bir Türkiye devletinin kurulması 
  • İzmir İktisat Kongresi'nin yapılması 
  • İstiklal Marşı'nın kabul edilmesi 
  • Halifeliğin kaldırılması 
  • Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun kabul edilmesi 
  • Kapitülasyonların kaldırılması
  • Kabotaj Kanunu'nun çıkarılması 
  • Türk parasını koruma Kanunu'nun çıkarılması 
  • Türk Tarih Kurumu'nun kurulması 
  • Türk Dil Kurumu'nun kurulması 
  • Yeni Türk harflerinin kabul edilmesi 
  • Halkevlerinin açılması


Dikkat:  Atatürk'ün ulusçuluk anlayışı 

Vatanın bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığını her şeyin üstünde tutar.
insana ve insanlığa değer verir 
Barışçıdır, insancıldır.
Irkçılığı reddeder 
Ulusun eşitliği ilkesini savunur 
Emperyalist politikalara karşıdır 
Bağımsızlığa saygılıdır 
İçişlerine karıştırmaz , başkalarının iç işlerine karışmaz 
Hayalci düşünceler peşinde koşmaz

Bilgilendirelim: Atatürk, "Ne mutlu Türk'üm diyene"! sözü ve "Türk milleti bütün fertleriyle kaderde kıvançta ve tasada ortak kılmak bölünmez bir bütün halinde milli bilinç ve Ülkü etrafında toplanmak önemlidir." ifadesi ile Türk milliyetçiliğini açıklamıştır.