Erikson’un Psikososyal Gelişim Dönemleri
Temel güvene karşı güvensizlik 0 - 1 yaş
- Erikson'un geliştirmiş olduğu kurama göre bebekler çevrelerinde var olan dünyaya güvenebilecekleri veya güvenemeyeceklerine ilişkin temel yaşantı duygularını bu dönemde geliştirirler.
- Bu süre içinde çevresindekiler ile ilişkilerinin biçimi çocuğun temel güven duygularının biçimlenmesini ve oluşmasını oldukça etkiler.
- Çocuğun dünyasında anne ya da yerine geçen kişi birinci derecede oldukça önemlidir.
- Anne ya da onun yerine geçen yetişkinliğe kurulan ilişkinin niteliği temel güven duygusunu ve toplumsallaşmanın özünü oluşturmaktadır.
- Örneğin bebek ağladığı acıktığı ya da altını kirlettiği zaman hemen rahatsızlığı giderilir biliyorsa dış dünyaya güvenebileceğini o anda anlayacaktır.
- Annesinin kendisini sevdiğinden bırakmayacağından emin olan bebek annesini çevresindeki dünyaya oldukça Güven geliştirir.
- Çocukta iyimserlik ve mutlu olmanın temelleri bu dönemde atılır.
- İhtiyaçlarını karşılanan çocuk kendini sevilmeye değer bir birey olarak bulur.
- Anne veya onun yerine geçen yetişkinin tarafından reddedilen soğuk davranılan ihtiyaçları yerinde ve zamanında sevgiyle karşılanmayan çocukta kendisine ve çevresindeki dünyaya karşı güvensizlik meydana gelir.
- Temel güven duygusundan yoksun bir şekilde yetişmiş olan çocuklar ileriki hayatlarında sosyal ilişki kurmaktan çekinin kendine güvensiz kişiler olarak yetişir.
Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik ( özerkliğe) karşı 1- 3 yaş
- Çocukların çoğu yürümekte başkalarıyla iletişim kurabilecek kadar konuşabilmektedirler.
- Bu nedenle kendine güven duygusu ve kendi işini yapma duygusu önem kazanır.
- Çocuklar artık bu dönemde tümüyle başkalarına bağımlı kalmak istemezler. Kendi çevrelerini kontrol etmek güçlerini göstermek amacındadırlar.
- Bir önceki dönemde çocuklar temel güven duygusunu kazanmış özsaygısını yitirmeksizin kendi kontrolünü kaza binmesi için özgürlüğünü hissetmesi gereklidir.
- Tamamen başkalarına bağımlı olmak istemezler.
- Bu dönemde çocuklar için esnek , çevresini özgürce keşfedebileceği ortamlar yaratılmalıdır ve çocuk bu ortamda yetişmelidir.
- Çocuk kendi kendine yemek yeme ,eşyalarını toplamak , giyinme ve soyunma giysisini seçimi karşılaştığı bazı problemleri çözme gibi çabaları desteklenmeli ve çocuk teşvik edilmelidir.
- Kendi kendini kontrol etme ve saygının özü bu dönemde meydana gelmektedir.
- Ericsson tuvalet eğitiminde cezalandırıcı ve utandırma yönelik bir tutum izleyen anne - babaların çocuklarını utanma ve şüphe duygularına yönettiğini ifade etmektedir.
- Anne - baba çocuk bir kişi yapamadığında onu suçlamamalıdır. Çünkü sürekli olarak beceriksizlikle suçlanan çocuk cesaretini kaybetmekte ve Öfkelenebilmektedir.
- Sürekli olarak sınırlandırılan aşırı derecede korunan çok sıkı bir şekilde kontrol edilen çocuklar da kendi yeteneklerinden şüphelenme, kendi ihtiyaçları ve vücudundan utanma duyguları meydana gelebilmektedir.
Girişkenliğe karşı suçluluk duyma 3- 6 yaş
- Bu dönemde çocuğun motor ve dil gelişimi onun fiziksel ve sosyal çevresini daha fazla araştırmasına daha atılgan olmasına olanak verir.
- Aile bireylerinin rollerini daha açık kavramaya başlar.
- Bu dönemde çocuk çevresindeki bireylerle daha yakın ilişkiler kurmaya başlar.
- Bu dönemde çocuk merak ve araştırma duygularını tatmin etmek için çeşitli faaliyetlerde bulunur. Ancak bu faaliyetler sonucunda başarısız olması durumunda suçluluk duygusu gelişebilir.
- Bu dönemdeki çocuğun yaptığı işlerin engellenmesi anne babanın yanlış eğitim yöntemleri kullanması da suçluluk duygusuna yönelten etkenler arasında gösterilir.
- Çocuk bu dönemde kendisiyle ilgilenen kişiler aracılığıyla kendi istekleriyle bir şeyler yapmaya cesaretlendirilmelidirler.
- Her çocuğun bir veya birkaç işte başarılı olması için ortamlar oluşturulmalıdır ve çocuğa bu işleri yapması teşvik edilmelidir.
- Çocuklara ortam hazırladıktan sonra çocukların uğraştıkları işte hata yapmaları durumunda onlara karşı anlayışlı olunmalıdır.
Başarıya karşı aşağılık duygusu 6 - 12 yaş
- Bu dönemde çocuğun okula gitmesiyle sosyal dünyasında büyük bir genişleme meydana gelir.
- Arkadaşlar ve öğretmenin çocuk üstündeki etkisi artarken anne ve babanın etkisi giderek azalmaktadır.
- Çocukta başarma ve çalışkanlık duygusu getirir. Çocuğun kendine ve yeteneklerine karşı olumlu bir tutum geliştirmesine yardım eder gelecekteki başarılarının temellerini oluşturan akademik özgüven bu dönemde gelişir.
- Başarısızlıklar çocuğun kendine karşı olumsuz tutum ve yetersizlik duygusu geliştirmesine neden olur ve gelecekteki öğrenmelerini engeller aşağılık duygusu oluşur.
- Aşağılık duygusu geliştiren çocuk çevresi ile sağlıklı bir iletişim kuramaz.
- Bu dönemde anne baba ve öğretmenlerin çocukların çalışkanlığını destekleyici etkinliklere yöneltmesi gerekir.
- Okuldaki faaliyetlerinin mümkün olduğu kadar çocuğun ilgi ve yeteneklerine uygun olması ve günlük hayata hitap etmesi gerekir.
- Çocukların çabaları desteklendiği zaman çalışma ve başarılı olma davranışları gelişir.
- Aksi durumda sürekli olarak yaptıkları eleştirilen desteklenmeyen , beğenilmeyen çocuklar yaptıklarının değersizliğine inanarak aşağılık duygusu geliştirebilirler ve yaptıkları işlerde sürekli başarısız olurlar.
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası 12 - 18 yaş
- Bu dönemde salgılanan çeşitli hormonlara bağlı olarak vücutta önemli değişiklikler olmakta ve çocukluktan yetişkinliğe geçilmektedir.
- Bu dönemdeki ergenler Ben kimim sorusuna yanıt aramaya çalışır.
- Kimlik kazanma bir bireyin kendine ilişkin olumlu bir ben duygusu geliştirmesi demektir. Kimlik duygusu gelişmemiş olan bir genç kendi benliğinin sürekliliğini algılar ve kendini yabancı olarak görünmez.
- Ergen daha önceki dönemlerde kazandığı geçici kimlikler yerini daimi bir kimlik kazanma uğraşısı içerisindedir.
- Ergen bu dönemde anne babasından çok akran gruplarından etkilenir durumdadır.
- Ergen bu dönemde arayış içindedir ve akran gruplarına körü körüne güvenir. Bu nedenle Ergen akran grupları istediği için antisosyal davranışlar gösterebilir.
- Bu dönemde genç meslek seçimi , karşı cinse duyulan ilgi gibi çeşitli problemleri ile karşı karşıya kalmaktadır.
- Ergen toplumsal konulara ilgisi artmakta ve kendi görüşlerini herkesi açıklayarak onların kabul etmesini sürekli olarak beklemektedir.
- Bu dönemde ergen benmerkezciliği ortaya çıkmaktadır.
- öğretmen ve anne babalar ergene karşı bir yetişkin olarak davranmalı , onunla saygı ve sevgi temeline dayalı bir dostluk kurmalıdırlar.
- Ergenin sağlıklı bir şekilde kimliğini kazanmasında çevresinde uygun özdeşleşmeler kuracağı yetişkinlerin bulunması önem taşıyan bir durumdur.
- Erikson'a göre bu dönemde erken başarılı bir şekilde kimlik kazanmak sorununu çözersen kendine güvenen , kendinden emin bir kişi olarak yaşamını sürdürebilir ve başarılı olur.
- Kimliğini geliştirmiş olan bir gencin kendine özgü duygu ,düşünce, inanç ,amaç, yaşam ve dünya görüşü vardır. Kişi herkesten kendini farklı görmekle birlikte çevresine anlamlı bağlar da kurabilmektedir.
- Erikson'a göre genç kimliğini kazanmamış ise rol karmaşası gencin gelecek yaşayan dönemlerinde de krizi çözümleri önceye kadar sürecektir. Ne yapmak istediğine karar veremeyen , bir işten öbürüne atlayıp bocalayan çocuk gibi davranan yetişkinler henüz kimlik kazanma krizinin çözümlenememiş kişilerdir.
- Bu gençler kararsızlık yaşarlar.
- Bazen üniversite öğreniminin ikinci hatta üçüncü yılında Okulu bırakabilen tiplerdir.
- Kimlik karmaşası yaşayan genç insanlarla ilişki kurmada başarısızlıklar gösterirler , yeteneklerine uygun olmayan alanlarda boşu boşuna çaba sarf eder ve zaman harcarlar.
- Bazı gençlerde vurdumduymazlık ve amaçsızlık görülebilir. Bu durum psikososyal moratoryum belirtisidir.
- Erikson’un Erteleme olarak adlandırdığı bu dönemde ergen'in kendini biraz geri çekerek herhangi bir rolü üstlenmeden çeşitli rolleri denemesi ve incelemesi söz konusudur.
- Bu dönemde kimlik geliştirmede görülen başarısızlıklar gencin kendisi ile ilgili kuşkular geliştirmesine ve rol karmaşası yaşamasına yol açabilir.
- Bazı ergenler kaygıdan kurtulmak için uyuşturucu madde ya da alkol kullanmaya başlayabilirken , bazıları da kendilerini çevrelerinden yalıtabilir , kronik olarak suç işleyen gençlerde açık bir kimlik ve kişilik bütünlüğü yoksunluğuna rastlanabilmektedir. Bazı ergenlerde okula ara verebilmekte veya askere gidebilmektedirler.
Dostluk kazanmaya ( yakınlığa) karşı
yalnız kalma 18 - 35 yaşlar
- Ergenlik döneminde kimliğini bulan kişi artık kimliğini kaybetme korkusuna kapılmaksızın başkalarıyla yakınlıklar dostluklar kurulabilir.
- Bu dönemde dostluk sevgi ve cinsiyet ilişkileri oldukça önem kazanmaktadır.
- Gencin yaşamında evlilik konuları ve evlenme önemli bir yer tutar.
- Bu dönemdeki krizi sağlıklı olarak atlatan biri güvenli bir şekilde sevgiyi verme ve alma gücüne sahip bireyler olarak karşımıza çıkar.
- Bu dönemde birey krizi sağlıklı bir biçimde atlatmaz ise başkalarıyla dostluk ilişkisi kurmada problemler çeker. Birey için istenmeyen ve sağlıksız olan psikolojik bir yalnızlığa girebilir.
- Genç yetişkinin bu dönemdeki krizi olumlu bir şekilde atlatmasın da arkadaşlarına öğretmenleri ve çevresindeki tüm insanlara sorumluluklar düşmektedir.
- İnsana sevgi ve saygıyı esas alan bir toplum yapısında bu çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlenebileceği gözlenmektedir.
Üretkenliğe karşı duraklama 35 - 65
yaşlar
- Bu dönemdeki kişi önceki evreleri başarılı olarak atlatmış ise bu dönem üretken verimli ve yaratıcı olarak geçer.
- Çocukları aracılığı ile neslini devam ettirmek , bu dönemdeki kişiler için önem taşıyan bir durumdur.
- Kişi evi dışında da topluma yararlı işler yapabildiği , kendinden sonraki kuşaklara rehberlik edebildiği sürece üretkendir.
- Üretken olmayan bireyler sadece kendi çıkarlarını düşünen , başkaları için hiçbir fedakarlık yapmayan insanlar haline gelebilirler.
- Eğer biri bu krizi atlatmaz ise üretkenliğin aksine bir işe yaramamak duygusuna kapılabilir ve durgunluk döneminde girebilirler . Etrafa karşı kayıtsız tavırlar geliştirirler, sahte , köksüz ilişkiler kurar , kendi doyumunu ve çıkarını öncelikle gözetirler . Ayrıca hep yerinde saydığını düşünerek mutsuz olabilirler.
- Bu dönemde birey de işe yaradığı toplum için başkaları için gerekli olduğu duygusu yaşatılmalıdır . ev ve ev dışındaki çalışmaları ödüllendirilmelidir.
Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk 65 yaş ve üstü
- Bu dönemde birey önceki 7 evrenin birikimi sonucu benliğini tam olarak bulmuş güvenliği mutlu topluma etkin uyum sağlayabilen aranan sevilen ve sayılan kimsedir. Ya da umutsuzluklar içinde uyumsuz , hırçın , aksi bir insan görünümündedir.
- Bu dönem üretken geçen bir yaşamın sağlamış olduğu doyum ile yıllarını anlamsız geçirmenin umutsuzluğa arasındaki bir çatışma dönemidir.
- Kimliğine uygun düşen rolü bulabilen kişi bütünlük duygusuna sahip kişi istediği biçimde yaşayarak yaşlandığına inanır ve kendisiyle övünür. Kendisini üstünlük ve sınırlılıkları ile kabul eder.
- Bu dönemdeki birey eğer kimliğini bulmamış ise üretken olmamış ise kişi yaşlandığında da huzurlu olmak ve yaşamını boşa geçirdiğine İnanır.
- Bunun yanında ölüm korkusu ve umutsuzluk duyguları gelişir , yaşamında keşke düşüncesi oldukça ağırlık kazanır.
Bacanlı 2004 - Erden ve Akman 1994 - Seymenoğlu 2004 - Selçuk 2000 /2003 -
Yeşilyaprak 2002
sonraki yazıda görüşmek üzere