olgunlaşma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
olgunlaşma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2016 Cumartesi

Gelişim Psikolojisine Giriş Ders Notları ve Konu Anlatımı



                                         GELİŞİM PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ
Psikoloji kısaca ruh bilimi olarak tanımlanan bir bilim alanıdır. Psikolojinin birçok alt alanı vardır. Alt alanlardan birisi de Gelişim Psikolojisidir.
İnsanların gelişiminden söz edildiğinde döllenmeden başlayarak yaşamın sonuna kadar devam eden bedensel bilişsel dilsel ,psiko-sosyal ahlaki ve cinsel yönleri olan sürekli ilerleme  aydeden düzenli ve sistemli değişim akla gelmektedir.
Gelişim kavramı ile gelişme kavramı zaman zaman birbirileri yerine kullanılmaktadır.
Bununla birlikte gelişim bir süreç ki gelişme bir üründür.
Örneğin bilişsel gelişim bir süreç iken bu sürecin sonunda ortaya çıkan hipotetik düşünme bir gelişme diğer bir ifadeyle bir üründür.

İnsanın gelişim tablosu çok iyi bilmek gelişimin farklı alanlarda nasıl bir seyir izlediğini öğrenmek bireye yardımda bulunmak açısından çok önemlidir.
Her gelişim döneminde bireyin belli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar gerektiği biçimde ve gereken zamanda karşılanmalıdır. Aksi durumda bireyde daha sonra telafi edilmesi çok güç olan sorunlar meydana gelebilir.
Bu nedenle Gelişim Psikolojisi bilmek bütün insanlar için özellikle de eğitimciler için çok önemli görülen bir durumdur.
 
1.Gelişimle ilgili temel kavramlar:
A.Gelişim:
Gelişim ;olgunlaşma ,yaşantı ve öğrenme sonucunda görülen döllenmeden ölüme kadar gelişen alanlarında devam edin düzenli ve sürekli değişiklikler olarak tanımlanabilir.

B.Büyüme
fiziksel gelişim olgunlaşmanın altın boyutu olan büyüme insan gelişiminin gözlenebilir yönüdür.Diğer bir ifadeyle ismi boy ve kilonun artarak farklılık göstermesinin büyüme ya da fiziksel gelişim denir. Büyüme bedenin hem dış hem de iç organlarından meydana gelir.
Örneğin boyun uzaması kilonun artması ellerin büyümesi büyüme ifadeleridir.

C.Olgunlaşma:
Olgunlaşma kavramı organizmanın temelindeki potansiyel güçlerin görev yapabilecek düzeye ulaşmasını ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile Olgunlaşma vücut organlarının kendilerinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye gelebilmesi için geçirdiği bir değişimdir.
Başka bir tanım da ise olgunlaşma organizmanın doğuştan getirdiği yani kalıtımsal olan biyolojik donanım zaman içinde çevresel koşullar da bağımsız olarak değişmektedir.
Bu yaklaşıma göre öğrenmenin olgunlaşma üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
Bu değişimde sadece kalıtım etkilidir kalıtımsal özellikleri hiçbir şey yapılmasa da zamanı geldiğinde kendiliğinden açığa çıkar.
Örneğin kol ve bacakların direksiyona ve tedavileri ulaşacak kadar büyümesi ile beraber nörolojik sistem bisiklet sürmeyi sağlayacak kadar gelişmesi olgunlaşma ile ilgili bir değişimdir.
Bu durumda Olgunlaşma 2 gelişim yönüyle doğrudan ilişkilidir.
Bunlar fiziksel gelişimin biyolojik altyapısını sağlayan nörolojik gelişim ve zihinsel gelişimdir.
Bireyin gelişimsel görevini yerine getirebilmek için fiziksel ve zihinsel açıdan gelişmiş olmalıdır ki yani olgunlaşması gerekir.

D.Hazır Olma (Hazırbulunuşluk):
hazır Almanya'da hazırbulunuşluk kavramı olgunlaşmadan daha geniş bir kavramdır.
gelişimin hem niceliksel hem de niteliksel yönüdür.
Hazırbulunuşluk bireyin herhangi bir organının vazifesi olan işi yapabilecek olgunluk düzeyine gelmesinin yanı sıra o iş için gerekli ön bilgi beceri ve tutuma yani ön öğrenmeye de sahip olmasıdır.
Örneğin basit bir çarpma işlemini yapacak bir çocuğun hem çarpma işlemini kavrayabilecek bir zihinsel olgunluğa ulaşması hem de bunun için gerekli olan sayılar toplama çıkarma ile ilgili bilgi ve becerilere sahip olması gerekmektedir.

E.Deneyim(Yaşantı):
deneyim dil gelişimi için önemli bir başka temel kavramdır. Breyin yaşantıları yolu ile kazandıklarını ifade etmektedir.
Başka bir şekilde tanımlayacak olursak çevreyi etkileşim sonucunda Bireyde kalan izlerdir.

F.Öğrenme:
bireyin kısmen ya da tamamen yaşantılarından kaynaklanan tepki ve davranışlarında meydana gelen kalıcı izli değişmeye öğrenme denir.
Doğuştan getirilen refleksif davranışlar yani göz kapaklarının kendiliğinden açılıp kapanması gibi içgüdüsel davranışlar yani cinsellik gibi ve alkol ilaç hastalık gibi şeylerin etkisiyle oluşan geçici davranışlar öğrenilmiş davranışlar değildir.

G.Gelişim Alanı:
gelişim incelenirken farklı alanlardaki gelişimler birbirinden ayrılır. Çnkü bütün bir bireyin gelişiminin tamamını alanları ve dönemleri ayırmadan incelemek zaman ve ekonomik açıdan uygun değildir. Genel anlamda üç gelişim alanında söz etmek mümkündür.
Fiziksel gelişim
Bilişsel
Psikososyal gelişim.
Fiziksel gelişim dışarıdan gözlenebildiği ve rahatlıkla ölçülebildiği için gelişimi niceliksel yönünü oluştururken diğer gelişim alanları dışarıdan doğrudan gözlenemez ve ölçülemez olduğu için gelişimin niteliksel yönünü göstermektedir.

H.Gelişim Ödevleri
Gelişim görevleri her gelişim döneminde ve normal gelişim sürecinde bireyin gerçekleştirilmesi beklenen belli davranışlar vardır. Bu davranışların gelişim görevleri adı verilir.
Bu kavramı ilk olarak dile getiren Havinghurst'tur.

I.Gelişim Dönemi:
Belirli özellikleri ön plana geçtiği gelişim aşamalarını gelişim dönemi denilmektedir.
En basit dönem sınıflaması ise yaşa göre yapılan dönem sınıflamasıdır.
Yaş insanın yaşamında bir dönemi ya da aşamayı gösteren doğuştan itibaren geçen zamandır ve yıl birimleriyle belirtilir. Yapılan araştırmalar belli yaşlardaki Bireylerin benzer gelişimsel özellikleri gösterdiklerini ortaya çıkarmıştır.

İ.Kritik Dönem:
Gelişimde belli becerilerin kazandırılması gereken dönemler vardır.
Söz konusu beceri ilgili dönemde kazanılmadığı zaman daha sonraki dönemlerde kazanılmaz veya kazanılması çok zor olur. Bu dönemlere kritik dönem adı verilir.
Örneğin insanlar için 1 ile 1,5  yaşları konuşma becerisini kazanma açısından kritik dönemlerdir.
Eğer bu dönemde konuşma becerisi gereği gibi gelişmez ise daha sonra gelişimi imkansız değildir ama daha çok zor gerçekleşir.
Kritik dönem din bireyi çevrenin etkilerini daha açıktır.
Çevresel uyarıcılar bireylerin gelişiminin kolaylaştırabileceğini gibi engelleyebilirde.



Gelişmeyi Etkileyen Faktörler

5 Şubat 2016 Cuma

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler , Öğrenenle İlgili Faktörler Nelerdir ?



 Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Öğrenenle İlgili Faktörler

1.Türe özgü hazır oluş
Öğrenecek olan organizmanın istenilen davranışı göstermesi için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasına Türe özgü hazır oluş denir. Kısaca bir davranışı tür olarak öğrenebilecek durumda olmasıdır.
Örneğin bir tavşana ne kadar uğraşırsanız uğraşın okuma yazmayı öğretemezsiniz.
Çünkü tavşan türünde okuma yazmayı öğrenecek hazır oluş durumu yoktur.
Her organizma türü bazı davranışları yapmak üzere hazırlanmıştır. Bazı davranışları ise yapması mümkün değildir.

2.Olgunlaşma
Organizma içinde var olan yeteneklerin kendiliğinden gelişmesine ve  gelebileceği düzeyi ulaşmasına olgunlaşma diyoruz . Olgunlaşma için öğrenmeye gErek yoktur.
Organizmanın davranışı öğrenebilmesi için belli bir gelişmişlik düzeyine ulaşmasıdır.
Başka şekilde anlatacak olursak bireyin bedensel ve zihinsel yönden davranış ve öğrenme kapasitesini ulaşmış olması gereklidir.
Örneğin bir yaşındaki çocuğa ne yaparsanız yapın fizik ve Fizik kurallarını öğretemezsiniz.
Çünkü çocuk zihinsel olarak o öğrenimleri gerçekleştirebilecek olgunluğa gelmemiştir.
Olgunlaşma , yaş ve zeka yönünde olmak üzere ikiye ayrılır.

3.Genel uyarılmışlık hali ve kaygı
Uyarılmışlık düzeyi bireyin çevreden gelen uyarıcıları alma derecesi olarak tanımlanabilir.
Yani organizmanın verimli bir öğrenme sağlayabilmesi için hazır ve tetikte bulunmasıdır.
Yani bireyin tamamen uyanık olması ve tüm enerjisini yapılacak iş üzerine yoğunlaştırması genel uyarılmışlık hali olarak tanımlanır.
Eğer biri dışarıdan çok az uyarıcı alıyorsa genel olarak uyarıcıları kapalı ise uyarılmışlık düzeyinin düşük çok fazla uyarıcı almış ise yüksek uyarılmışlık hali söz konusudur.
Herhangi bir öğrenmenin gerçekleşmesi bireyin orta düzeyde uyarılmış olması gerektirir.
Düşük düzeydeki uyarılmışlık ile aşırı düzeydeki uyarılmışlık öğrenmeyi engelleyen faktörlerdir.
Kısaca özetleyecek olursak genel uyarılmışlık halinin bir noktaya kadar artmasıyla öğrenme daha iyi gerçekleşir. Ama belli bir noktadan sonra uyarılmışlık hali yükseldikçe öğrenme zorlaşır.

4.Güdülenme( motivasyon)
Öğrenmeye hazır ve istekli hale gelmeye motivasyon denir. Öğrenme çaba isteyen bir oluşumdur. Bu çabayı göstermesi için organizmanın güdülenmiş olması gerekir.
Öğrenme ile ilgili güdüler ne denli güçlü ise öğrenme de o denli güçlü olur. Örneğin sene sonunda takdir almak isteyen öğrencinin derslere karşı olan motivasyonu oldukça yüksek düzeydedir.
Kısaca güdülenme bireyin gereksinimlerinden doğan ve gereksinimlerinin giderilmesi için bireyi harekete geçiren her türlü durum ve güç enerjidir.

Güdülenme içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayrılır.
İçsel güdülenme: bireyin öğrenme sırasında kişisel nedenlerle meydana gelen öğrenmeleridir. Yaptığı etkinliklerden hoşnut olan, mutluluk duyan yeni şeyler öğrenmeyi başarma isteği veya merak etme gibi şeylerin ortaya çıkardığı güdülenmeler.

Dışsal güdülenme: Bireyleri öğrenme sırasında dışsal olarak etkileyen etkenlerdir. Bunlar Ödül ve ceza olabilir.
Örneğin öğrenci kendisi için değil de anne babasını ya da öğretmeninin mutlu etmek için ders çalışıp başarılı olma isteği.

Güdüler fizyolojik güdüler ve sosyal güdüler olarak ikiye ayrılır.
Fizyolojik güdüler: Fizyolojik güdüler giderilmesi zorunlu olan şeylerdir.
Fizyolojik güdüler organizmanın yaşaması için zorunlu olan güdülerdir bunlar , açlık , susuzluk  ,cinsellik gibi doğuştan getirilen ve değişime uğramayan güdülerdir.

Sosyal güdüler: Sosyal güdüler örnek olarak beğenilme başarmak gibi örnekler verilebilir.
Sosyal güdüler bireylerin toplumda ya da çevresinde kabul edilmeyi sağlayan güdülerdir.
sosyal güdüler toplumdan topluma değişim göstermektedirler.

5.Fizyolojik durum:  Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için kişinin fizyolojik açıdan sağlıklı olması gerekir. Özellikle görme işitme bozuklukları ya da kalp , şeker , epilepsi gibi kronik hastalıklar öğrenmeyi olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir.

6. Eski yaşantıların aktarılması (transfer): Öğrenmenin meydana gelmesinde ön yaşantılarının yani eski yaşantıların katkı sağlayıcı ya da engelleyici rolü vardır.
Eski öğrenmelerin yeni öğrenilecek olan bilgiler üzerinde kolaylaştırmaya da zorlaştırma etkisine transfer ya da öğrenmenin aktarılması adı verilir. Yaşantılarının aktarılmasını iki başlık altında ele alabiliriz.

a) Pozitif transfer: Önceden kazanılan yaşantılar yeni öğrenilecek davranışı destekliyor ya da kolaylaştırıyorsa buna olumlu aktarım veya pozitif transfer denir.

Örneğin gitar çalmayı bilen birinin bağlama çalmayı daha kolay öğrenmesi.

b) Negatif transfer: Bazı durumlarda ön öğrenmeleri yeni öğrenilecek bilgi yada davranışları engelleyebilir. Bu durumlarda öğrenme zorlaşır buna olumsuz aktarmak ya da negatif transfer denir.
Örneğin notasız bir şekilde Bağlama çalmayı bilmeyen birinin notalı çalmaya çalışırken zorlanması.

7.Dikkat: Dikkat bilincin belli bir noktaya yoğunlaştırılması dır. Öğrenmenin iyi olması için yoğunlaştırma gereklidir. Bireyin dikkat üzerinde iç uyarıcılar ve dış uyarıcılar etkilidir. İç uyarıcılar,  ilgiler , ihtiyaçlardır. Dış uyarıcılar ise çevreden gelen uyarıcıların büyüklüğü, şiddeti , farklılığı , hareketliği gibi.