12 Şubat 2016 Cuma

Öğretim Yöntem ve Teknikleri Dersi Kpss Hazırlık Konu Anlatımı Özgün


                                    ÖĞRETİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

Öğretim ilkeleri öğretim yöntem ve teknikleri dersi öğretim programı kapsamında yer alan öğrenme öğretme sürecinde 2 öğretim ilkeleri stratejileri yöntemleri teknikleri araç gereçleri yaklaşımları ve sınıf yönetimi konularını içeren bir derstir.
Bu sıralar onların öğretmen tarafından uygun biçimde planlanması ve uygulanması bu dersin içeriğini oluşturur. Bu nedenle bu konular belli bir sıra izler ve sırasıyla işlenecektir.
 

1. ÖĞRETİM İLKELERİ:  Öğretim ilkelerinin hedeflere göre seçilen içeriğin düzenlenmesinde bu içeriği öğrenme öğretme sürecinde eğitim durumlarına Öğretim ilkeleri aracılığıyla öğretmen tarafından sunulmasında değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekir.
Öğretim stratejisi yönetim ve tekniği seçilirken kullanılırken Öğretim ilkeleri rehber niteliği taşır ve öğretim ilkelerine göre Öğretim gerçekleşir.

Sözü edilen Öğretim ilkeleri aşağıda sırası ile açıklanmıştır.

A. Öğrenciye /çocuğa görelik(Düzeyi Uygunluk) : Öğrenciye görelik düzeye uygunluk öğretimde öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarının psikolojik ve fizyolojik özelliklerinin ve düzeyinin dikkate alınmalıdır.
öğrenciye Görelilik ilçesinde Psikolojinin önemli katkıları görülmektedir. Bu ilki çocuğa Görelilik veya öğretimi bireyselleştirme olarak da açıklanabilir. Eğitimdeki yeni anlayışlar dikkate alındığında öğrencinin etkin kılınması kalıcı öğrenmeler gerçekleştirdiği için önemlidir. öğrenciye göre yani düzeye uygunluk ilkesi de bu açıdan önemli görülmelidir.  Düzeye uygunluk ilkesi geleneksel eğitim anlayışına göre bir yaş grubundaki öğrencilerin aynı gelişim seviyesinde bulunacakları benzer ruhsal özellikler gösterecekleri varsayımına dayanır.  Öğretimi yıllık sınıflar sistemi üzerinde kurduğumuzda zaten Her şey bu ilkeye göre düzenlenecektir. Ders sınıfın ortalama seviyesine göre düzenlenir anlayışı gelenekseldir ve Çağdaş yaklaşımlar da tercih edilmez.
Çünkü Çağdaş yaklaşımlara göre her öğrenci farklıdır ve bu farklılıklar dikkate alınmalıdır.
ortalama seviyenin altındaki ve üstündeki öğrencilerin dersin dışında kalma tehlikesi vardır.
Bu nedenle her öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınmalıdır.
öğrenciler aynı yaş grubunda da olsa ortak özellikleri de taşısa her öğrencinin yeteneklerinin zekasının ilgi ve eğilimlerinin çalışma istek ve gayretlerinin farklı olduğu varsayımı ile öğretimin bireyselleştirilmesi de bu İlke kapsamında değerlendirilmelidir.  Bütün öğrencileri eşit şekilde geliştirmeye çalışırsak normalin altındaki ve üstündeki öğrenciler ihmal edilmiş sayılabilir.
Öğretimde bireysel farklılıklar dikkate alınır ve her öğrencinin bireysel öğrenme hızı göz önünde tutulursa Öğretim zenginleştirilmiş ve her öğrenci kendi zeka yetenek ilgi ve çalışma temposuna görev ilerlemiş olur.
 
B.Aktivite (Etkin katılım):  Etkin katılım öğrencinin öğrenme öğretme sürecinde katılımını  urgulamaktadır. Bir öğrenci ne kadar çok duyu organı ile öğrenme öğretme sürecinde katılırsa öğrenmeleri de o kadar etkili ve kalıcı olur. Bu nedenle de en kalıcı öğrenmeler yaparak yaşayarak öğrenme yoluyla gerçekleşir.
Bir Kızılderili atasözü , “anlatırsan unutabilirim, gösterirsen anısayabilirim ,beni işin içine katarsak asla unutmam öğrenirim.” der.
Öğrencinin katılımı ile hazırlanan ve uygulanan öğretim teknikleri öğrencinin ilgisini daha fazla çekeceği gibi öğrenmelerinin etkinliğini de arttırır.
Özellikle psikolojide yapılan deneylerin etkisiyle öğrencinin aktif öğrenmesinin daha etkili olduğu görüşü ortaya çıkınca katılımcı demokrasi ve rekabete dayalı liberal ekonomi şartlarının da etkisiyle öğretimde aktiflik etkinlik ilkesinin önemi de artmıştır. Artık verilen bilgi depolayan öğrenci anlayışının yerini araştıran sorgulayan inceleyen bağlantılar Kuran sonuç ve genellemelere Varan görüşlerini ifade eden öğrenci anlayışına bırakmıştır.
Bu anlayış Etkin katılım ilkesinin dikkate alınması ve uygulanması ile gerçekleştirilebilir.
C.Yaşama Yakınlık (Aktüalite):  İçerik ve öğrenme- öğretme sürecinde öğrenciye verilen bilgiler öğrencinin günlük yaşamda kullanılabileceği ve yararlanılabileceği türden olmalıdır.
Diğer bir söyleyişle kullanılabilir bilginin öğrenciye verilmesi hem yaşama yakınlık ilkesi ile hem de yansıtıcı düşünme ile doğrudan ilgilidir.
Öğretim yaşamdan kopuk olmamalı yaşamdaki gerçeklerle ilgili öğrencinin yaşamla bağlantısını koparmayan yakın çevresi ile ilgili bir öğrenme yaşantısı sunmalıdır.
John Dewey  göre eğitim yaşama hazırlıktan öte yaşamın bizzat kendisidir.
Bu durumda okuldaki öğretimde yaşama yakın ve yaşamın doğrudan kendisi olmalıdır.
içerik ve etkinliklerdeki örnekler yaşamın içinden seçilmelidir.
Öğretim sürecinde kullanılan dil oluşturulan sosyal ortam gibi şeyler gerçek yaşama yakın olmalıdır.
bu aynı zamanda soyut konuların somutlaştırılması sağlayacaktır. Yaşama yakınlık ilkesi somuttan soyuta bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa gibi aşamalılık ilçelerinin de açıklık ilkesinin de temelini oluşturur.
D.Somuttan Soyuta:  Bireyde zihinsel gelişim somuttan soyuta doğru olmaktadır. Biri gördüklerini ve dokuna bildiklerini daha kolay öğrenir. Bu nedenle öğrenci ders konusu olan eşya ve nesneler ile doğrudan karşı karşıya getirilmelidir.  Bu mümkün olmadığı zamanlarda O nesne veya olayın modeli fotoğrafı veya başka bir simgesi gösterilerek araç gereçlerden etkili olarak yararlanılmalıdır.
özellikle ilköğretim düzeyinde yani plaketi göre somut işlemler döneminde olan öğrenciler gözüyle görüp eliyle tuttuğu gerçek eşyalar daha anlamlı gelir. Görsel  işitsel araçları ve özellikle bilgisayar teknolojisindeki son gelişme setler Bu ilkenin her öğretim kademesinde uygulanmasını kolaylaştırmıştır.
E. Bilinenden Bilinmeyene:  İçerik hazırlanırken öğrenme öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken öğrencinin daha önceki bilgi ve tecrübelerini dikkate alınması yeni bilgi ve tecrübelerini bunları üzerinde kurulması öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
Ausubel yeni bilgilerin eski bilgileri sistemleri içerisine yerleştirerek öğrenilebileceğini Böylelikle bilginin anlamlandırılmasının ve yapılandırılmasının daha kolay olacağını savunmuştur.
Buna göre yeni bilgileri eski bilgilerle karşılaştırarak ve ilişkilendirerek eski bilgileri doğrulayarak öğrenmek öğrenmelerin kalıcılığını sağlayacaktır.


F.Yakından Uzağa:  İçerik hazırlanırken öğrenme öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken öğretilecek bilgiler düzenlenirken örnekler verilirken hem doğal Hem de sosyal olarak öğrencinin en yakın çevresinden hareket edilmelidir. Bu yakınlık hem yer hem yaşayış hem de zaman açısından dikkate alınmalıdır.
Yakından uzağa ilkesi Bu nedenle yakın zamanda uzak sana yakın çevreden uzak çevreye, mahalleden kentten,  kentten ülkeye , ülkeden dünyaya doğru izlenmesi gereken bir sıra ifade eder.
G.Ekonomiklik:  Bu ilçe Bir taşla iki kuş vurma olarak dağıt özetlenebilir.
Öğretim içeriğini ve etkinliklerinin düzenlenmesinde Zaman emek ve enerjiden tasarruf sağlayarak yüksek verim elde etmeyi planlamak ekonomiklik ilkesi ile ilgilidir.
Ekonomiklik ilkesinin etkili olarak gerçekleştirilmesi ise planlı ve programlı çalışma ile mümkün olacaktır. Öğretmenlerin kazandırmak istediği davranışların öğrenci de görülmesi için en uygun Öğretim yolunu seçmeleri uygun zaman ve uygun ortamda gerçekleştirmek için uğraş vermeleri ekonomiklik ilkesi ile açıklanabilir.
H.Açıklık ( ayanilik): Öğretmenin iletişim sürecinde kullandığı dil Öğretim hedefleri içerik ve kitaplar değerlendirme soruları açık seçik anlaşılır ve anlamlı olmalıdır. Öğrenmeyi kolaylaştırıcı olarak kullanılan materyaller yapılan deneyler gibi etkinlikler açıklık ilkesinin uygulanması olarak değerlendirilebilir. Konular ve kullanılan strateji yöntem ve teknikler ne kadar çok duyu organına hitap ederse öğretimde açıklık o denli artar.
Özet olarak açıklık hem kullanılan dilin anlaşılır olması hem de kullanılan materyallerle konunun daha Açık ve anlaşılır hale getirilmesi ile ilgilidir.
I.Bütünlük:  Kerschenesteiner, çocuğun bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Birey bedensel yönleri ve düşünce duygu irade gibi içsel yönleri bakımından bir bütün olarak ele alınmalı ve öğretimde her yönüyle düşünülmelidir. Bireyin bedeni ile içsel faktörleri birbirinden bağımsız değildir.
İ. Sosyallik ( otoriteye itaat ve Özgürlük): Bireyin sosyalleşmesini sağlamak eğitimin önemli amaçlarından biridir. bu sosyalleşme sürecinde kurallara uymayı öğrenme de vardır.
bu otoriteye itaat ile açıklanabilir. Birey bu kurallara Uyar Kenan bireye kendi kararlarını verebilme kendi kendini yönetme kritik durumlarda Özgür kalabilmem kür kararlar verme mutluluğunu ve sorumluluğunu da kazandırmak öğretmenin ve okulun görevidir.
Çağdaş yönelimleri daha çok sosyalleşmenin Bu ikinci boyutu yani özgürlük üzerinde durmaktadır.
öğretmen bu ilkeyi uygularken öğrencinin kendini ifade edebileceğim işbirliği içinde çalışabileceği sınıf ortamına hazırlamalı ve buna uygun strateji yöntem ve teknikleri kullanmalıdır.

J. Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması: Öğretimde bireyin ve toplumun ihtiyaçları kadar bilginin yani konunun ihtiyaçları da önemlidir. Değişmeyen Evrensel bilginin öğretimi bilgi ve becerinin güvence altına alınması ile açıklanabilir. Kullanılsın ya da kullanılması öğretilmesi gereken bilginin yani gerçek bilginin birey tarafından bilinmesi gerekliliği bu ilke ile açıklanabilir.

K. Tümdengelim: Öğretilecek konu dersi üniteleri bütünden parçaya genelden özele evrenden bireye doğru verilmesidir. bu ilkenin uygulanmasında diğer Öğretim ilkelerinin dikkate alınması gerekir.
Ayrıca bireylerin bütünü daha kolay algılamasından dolayı önce bütünü ve genel İlköğretimi bu ilke ile doğrudan ilgilidir.
L. Transfer ( bilginin transferi): Öğrencinin elde ettiği bilgileri başka bir problemi ya da sorunun çözümünü kendi kullanılmasıdır. Daha önce öğrenilen bilgilerin yeni bir durumda kullanımı transfer ilkesi ile doğrudan ilgilidir. Bu İlke bilinenden bilinmeyene ilkesine benzetilmektedir.
M. Aktüellik ( güncellik) :  Öğrencilerin yaşadıkları hayatın gerçekleri ile yüzleşmelerini yakın çevre ile ülke sorunlarına ilgi duymaya ve bunları uygun örneklerle sınıf ortamına geçirmeyi ders konuları ile güncel olay ve sorunlar arasında ilişki kurulmasını sağlayan ilkedir. Bu yaşama yakınlık ilkesi ile benzer ve doğrudan ilgilidir.

Sözü edilen bütün bu Öğretim yaşantılarının seçimi ve düzenlenmesi sıralanan bu Öğretim ilkelerine göre gerçekleşmelidir. Özellikle öğrencinin düzeyi ve bireysel farklılıkları dikkate alınmalı Yani hazır bulunuşluk düzeyine göre etkinlikler düzenlenmelidir. Öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınırken öncelikle önkoşul öğrenmeler belirlenmeli ve sağlanmalıdır.
Eğitimde yeni yaklaşımlar ve yönelimler öğretme öğrenme sürecinde aşağıdaki noktaları zorunlu kılmaktadır.


  • Öğrencinin Etkin katılımı sağlanmalıdır.
  • Öğrenmeyi öğrenme sağlanmalıdır.
  • Eleştirel Analitik yansıtıcı Yaratıcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerileri kazandırılmalıdır.
  • Problem çözme becerisi kazandırılmalıdır.
  • Güdülenme öğrenmeyi isteklilik arttırılmalıdır.
  • Araştırma becerisi ve sorumluluğu kazandırılmalıdır.
  • Etkinlikler öğrencilerle birlikte planlanmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder