ÖĞRETİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ
Öğretim ilkeleri öğretim yöntem ve teknikleri dersi
öğretim programı kapsamında yer alan öğrenme öğretme sürecinde 2 öğretim
ilkeleri stratejileri yöntemleri teknikleri araç gereçleri yaklaşımları ve
sınıf yönetimi konularını içeren bir derstir.
Bu sıralar onların öğretmen tarafından uygun biçimde planlanması ve uygulanması
bu dersin içeriğini oluşturur. Bu nedenle bu konular belli bir sıra izler ve
sırasıyla işlenecektir.
1. ÖĞRETİM İLKELERİ: Öğretim ilkelerinin
hedeflere göre seçilen içeriğin düzenlenmesinde bu içeriği öğrenme öğretme
sürecinde eğitim durumlarına Öğretim ilkeleri aracılığıyla öğretmen tarafından
sunulmasında değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekir.
Öğretim stratejisi yönetim ve tekniği seçilirken kullanılırken Öğretim ilkeleri
rehber niteliği taşır ve öğretim ilkelerine göre Öğretim gerçekleşir.
Sözü edilen Öğretim ilkeleri aşağıda sırası ile açıklanmıştır.
A. Öğrenciye /çocuğa görelik(Düzeyi Uygunluk) : Öğrenciye görelik düzeye
uygunluk öğretimde öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarının psikolojik ve fizyolojik
özelliklerinin ve düzeyinin dikkate alınmalıdır.
öğrenciye Görelilik ilçesinde Psikolojinin önemli katkıları görülmektedir. Bu
ilki çocuğa Görelilik veya öğretimi bireyselleştirme olarak da açıklanabilir. Eğitimdeki
yeni anlayışlar dikkate alındığında öğrencinin etkin kılınması kalıcı
öğrenmeler gerçekleştirdiği için önemlidir. öğrenciye göre yani düzeye uygunluk
ilkesi de bu açıdan önemli görülmelidir. Düzeye uygunluk ilkesi geleneksel eğitim
anlayışına göre bir yaş grubundaki öğrencilerin aynı gelişim seviyesinde
bulunacakları benzer ruhsal özellikler gösterecekleri varsayımına dayanır. Öğretimi yıllık sınıflar sistemi üzerinde
kurduğumuzda zaten Her şey bu ilkeye göre düzenlenecektir. Ders sınıfın
ortalama seviyesine göre düzenlenir anlayışı gelenekseldir ve Çağdaş
yaklaşımlar da tercih edilmez.
Çünkü Çağdaş yaklaşımlara göre her öğrenci farklıdır ve bu farklılıklar dikkate
alınmalıdır.
ortalama seviyenin altındaki ve üstündeki öğrencilerin dersin dışında kalma
tehlikesi vardır.
Bu nedenle her öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınmalıdır.
öğrenciler aynı yaş grubunda da olsa ortak özellikleri de taşısa her öğrencinin
yeteneklerinin zekasının ilgi ve eğilimlerinin çalışma istek ve gayretlerinin
farklı olduğu varsayımı ile öğretimin bireyselleştirilmesi de bu İlke
kapsamında değerlendirilmelidir. Bütün öğrencileri eşit şekilde geliştirmeye çalışırsak normalin altındaki ve
üstündeki öğrenciler ihmal edilmiş sayılabilir.
Öğretimde bireysel farklılıklar dikkate alınır ve her öğrencinin bireysel
öğrenme hızı göz önünde tutulursa Öğretim zenginleştirilmiş ve her öğrenci
kendi zeka yetenek ilgi ve çalışma temposuna görev ilerlemiş olur.
B.Aktivite
(Etkin katılım): Etkin katılım
öğrencinin öğrenme öğretme sürecinde katılımını urgulamaktadır. Bir öğrenci ne kadar çok duyu
organı ile öğrenme öğretme sürecinde katılırsa öğrenmeleri de o kadar etkili ve
kalıcı olur. Bu nedenle de en kalıcı öğrenmeler yaparak yaşayarak öğrenme yoluyla
gerçekleşir.
Bir Kızılderili atasözü , “anlatırsan unutabilirim, gösterirsen anısayabilirim ,beni
işin içine katarsak asla unutmam öğrenirim.” der.
Öğrencinin katılımı ile hazırlanan ve uygulanan öğretim teknikleri öğrencinin
ilgisini daha fazla çekeceği gibi öğrenmelerinin etkinliğini de arttırır.
Özellikle psikolojide yapılan deneylerin etkisiyle öğrencinin aktif
öğrenmesinin daha etkili olduğu görüşü ortaya çıkınca katılımcı demokrasi ve
rekabete dayalı liberal ekonomi şartlarının da etkisiyle öğretimde aktiflik
etkinlik ilkesinin önemi de artmıştır. Artık verilen bilgi depolayan öğrenci
anlayışının yerini araştıran sorgulayan inceleyen bağlantılar Kuran sonuç ve
genellemelere Varan görüşlerini ifade eden öğrenci anlayışına bırakmıştır.
Bu anlayış Etkin katılım ilkesinin dikkate alınması ve uygulanması ile
gerçekleştirilebilir.
C.Yaşama Yakınlık
(Aktüalite): İçerik ve
öğrenme- öğretme sürecinde öğrenciye verilen bilgiler öğrencinin günlük yaşamda
kullanılabileceği ve yararlanılabileceği türden olmalıdır.
Diğer bir söyleyişle kullanılabilir bilginin öğrenciye verilmesi hem yaşama
yakınlık ilkesi ile hem de yansıtıcı düşünme ile doğrudan ilgilidir.
Öğretim yaşamdan kopuk olmamalı yaşamdaki gerçeklerle ilgili öğrencinin yaşamla
bağlantısını koparmayan yakın çevresi ile ilgili bir öğrenme yaşantısı
sunmalıdır.
John Dewey göre eğitim yaşama
hazırlıktan öte yaşamın bizzat kendisidir.
Bu durumda okuldaki öğretimde yaşama yakın ve yaşamın doğrudan kendisi
olmalıdır.
içerik ve etkinliklerdeki örnekler yaşamın içinden seçilmelidir.
Öğretim sürecinde kullanılan dil oluşturulan sosyal ortam gibi şeyler gerçek
yaşama yakın olmalıdır.
bu aynı zamanda soyut konuların somutlaştırılması sağlayacaktır. Yaşama
yakınlık ilkesi somuttan soyuta bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa gibi
aşamalılık ilçelerinin de açıklık ilkesinin de temelini oluşturur.
D.Somuttan Soyuta:
Bireyde zihinsel gelişim
somuttan soyuta doğru olmaktadır. Biri gördüklerini ve dokuna bildiklerini daha
kolay öğrenir. Bu nedenle öğrenci ders konusu olan eşya ve nesneler ile
doğrudan karşı karşıya getirilmelidir. Bu
mümkün olmadığı zamanlarda O nesne veya olayın modeli fotoğrafı veya başka bir
simgesi gösterilerek araç gereçlerden etkili olarak yararlanılmalıdır.
özellikle ilköğretim düzeyinde yani plaketi göre somut işlemler döneminde olan
öğrenciler gözüyle görüp eliyle tuttuğu gerçek eşyalar daha anlamlı gelir.
Görsel işitsel araçları ve özellikle
bilgisayar teknolojisindeki son gelişme setler Bu ilkenin her öğretim
kademesinde uygulanmasını kolaylaştırmıştır.
E.
Bilinenden Bilinmeyene: İçerik
hazırlanırken öğrenme öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken öğrencinin
daha önceki bilgi ve tecrübelerini dikkate alınması yeni bilgi ve tecrübelerini
bunları üzerinde kurulması öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
Ausubel yeni bilgilerin eski bilgileri sistemleri içerisine yerleştirerek
öğrenilebileceğini Böylelikle bilginin anlamlandırılmasının ve
yapılandırılmasının daha kolay olacağını savunmuştur.
Buna göre yeni bilgileri eski bilgilerle karşılaştırarak ve ilişkilendirerek
eski bilgileri doğrulayarak öğrenmek öğrenmelerin kalıcılığını sağlayacaktır.
F.Yakından
Uzağa: İçerik hazırlanırken
öğrenme öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken öğretilecek bilgiler
düzenlenirken örnekler verilirken hem doğal Hem de sosyal olarak öğrencinin en
yakın çevresinden hareket edilmelidir. Bu yakınlık hem yer hem yaşayış hem de
zaman açısından dikkate alınmalıdır.
Yakından uzağa ilkesi Bu nedenle yakın zamanda uzak sana yakın çevreden uzak
çevreye, mahalleden kentten, kentten
ülkeye , ülkeden dünyaya doğru izlenmesi gereken bir sıra ifade eder.
G.Ekonomiklik:
Bu ilçe Bir taşla iki kuş
vurma olarak dağıt özetlenebilir.
Öğretim içeriğini ve etkinliklerinin düzenlenmesinde Zaman emek ve enerjiden
tasarruf sağlayarak yüksek verim elde etmeyi planlamak ekonomiklik ilkesi ile
ilgilidir.
Ekonomiklik ilkesinin etkili olarak gerçekleştirilmesi ise planlı ve programlı
çalışma ile mümkün olacaktır. Öğretmenlerin kazandırmak istediği davranışların
öğrenci de görülmesi için en uygun Öğretim yolunu seçmeleri uygun zaman ve
uygun ortamda gerçekleştirmek için uğraş vermeleri ekonomiklik ilkesi ile
açıklanabilir.
H.Açıklık (
ayanilik): Öğretmenin iletişim sürecinde kullandığı dil Öğretim
hedefleri içerik ve kitaplar değerlendirme soruları açık seçik anlaşılır ve
anlamlı olmalıdır. Öğrenmeyi kolaylaştırıcı olarak kullanılan materyaller
yapılan deneyler gibi etkinlikler açıklık ilkesinin uygulanması olarak
değerlendirilebilir. Konular ve kullanılan strateji yöntem ve teknikler ne
kadar çok duyu organına hitap ederse öğretimde açıklık o denli artar.
Özet olarak açıklık hem kullanılan dilin anlaşılır olması hem de kullanılan
materyallerle konunun daha Açık ve anlaşılır hale getirilmesi ile ilgilidir.
I.Bütünlük:
Kerschenesteiner, çocuğun bir bütün
olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Birey bedensel yönleri
ve düşünce duygu irade gibi içsel yönleri bakımından bir bütün olarak ele
alınmalı ve öğretimde her yönüyle düşünülmelidir. Bireyin bedeni ile içsel
faktörleri birbirinden bağımsız değildir.
İ. Sosyallik ( otoriteye itaat ve Özgürlük): Bireyin sosyalleşmesini sağlamak
eğitimin önemli amaçlarından biridir. bu sosyalleşme sürecinde kurallara uymayı
öğrenme de vardır.
bu otoriteye itaat ile açıklanabilir. Birey bu kurallara Uyar Kenan bireye
kendi kararlarını verebilme kendi kendini yönetme kritik durumlarda Özgür
kalabilmem kür kararlar verme mutluluğunu ve sorumluluğunu da kazandırmak
öğretmenin ve okulun görevidir.
Çağdaş yönelimleri daha çok sosyalleşmenin Bu ikinci boyutu yani özgürlük
üzerinde durmaktadır.
öğretmen bu ilkeyi uygularken öğrencinin kendini ifade edebileceğim işbirliği
içinde çalışabileceği sınıf ortamına hazırlamalı ve buna uygun strateji yöntem
ve teknikleri kullanmalıdır.
J. Bilgi
ve Becerinin Güvence Altına Alınması: Öğretimde bireyin ve toplumun
ihtiyaçları kadar bilginin yani konunun ihtiyaçları da önemlidir. Değişmeyen
Evrensel bilginin öğretimi bilgi ve becerinin güvence altına alınması ile
açıklanabilir. Kullanılsın ya da kullanılması öğretilmesi gereken bilginin yani
gerçek bilginin birey tarafından bilinmesi gerekliliği bu ilke ile
açıklanabilir.
K. Tümdengelim:
Öğretilecek konu dersi üniteleri bütünden parçaya genelden özele evrenden
bireye doğru verilmesidir. bu ilkenin uygulanmasında diğer Öğretim ilkelerinin
dikkate alınması gerekir.
Ayrıca bireylerin bütünü daha kolay algılamasından dolayı önce bütünü ve genel
İlköğretimi bu ilke ile doğrudan ilgilidir.
L. Transfer
( bilginin transferi): Öğrencinin elde ettiği bilgileri başka bir
problemi ya da sorunun çözümünü kendi kullanılmasıdır. Daha önce öğrenilen
bilgilerin yeni bir durumda kullanımı transfer ilkesi ile doğrudan ilgilidir. Bu
İlke bilinenden bilinmeyene ilkesine benzetilmektedir.
M. Aktüellik
( güncellik) : Öğrencilerin
yaşadıkları hayatın gerçekleri ile yüzleşmelerini yakın çevre ile ülke
sorunlarına ilgi duymaya ve bunları uygun örneklerle sınıf ortamına geçirmeyi
ders konuları ile güncel olay ve sorunlar arasında ilişki kurulmasını sağlayan
ilkedir. Bu yaşama yakınlık ilkesi ile benzer ve doğrudan ilgilidir.
Sözü edilen bütün bu Öğretim yaşantılarının seçimi ve düzenlenmesi
sıralanan bu Öğretim ilkelerine göre gerçekleşmelidir. Özellikle öğrencinin
düzeyi ve bireysel farklılıkları dikkate alınmalı Yani hazır bulunuşluk
düzeyine göre etkinlikler düzenlenmelidir. Öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi
dikkate alınırken öncelikle önkoşul öğrenmeler belirlenmeli ve sağlanmalıdır.
Eğitimde yeni yaklaşımlar ve yönelimler öğretme öğrenme sürecinde aşağıdaki
noktaları zorunlu kılmaktadır.
- Öğrencinin Etkin katılımı sağlanmalıdır.
- Öğrenmeyi öğrenme sağlanmalıdır.
- Eleştirel Analitik yansıtıcı Yaratıcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerileri
kazandırılmalıdır.
- Problem çözme becerisi kazandırılmalıdır.
- Güdülenme öğrenmeyi isteklilik arttırılmalıdır.
- Araştırma becerisi ve sorumluluğu kazandırılmalıdır.
- Etkinlikler öğrencilerle birlikte planlanmalıdır.