Gestalt Kuramı : Gestalt psikolojisi adını Almanca
bir sözcük olan gestalt’tan alınmıştır.
Gestalt sözlüğü biçim ,şekil , form parçaların toplamı ve entegre olmuş bütün gibi anlamlara gelir.
Gestalt kuramı açılarına göre bütün parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır.
Birey her şeyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir. Bir başka söyleyişle İnsanlar kendilerine gelen uyarıcıları birbirinden ayırmış bir şekilde değil bir arada anlamlı bir bütün halinde örgütlenmiş bir biçimde algılarlar.
Örneğin uyarıcılardan bazılarını çerçeveler çizgiler renk grupları olarak değil masa sandalye aç insan olarak algılarız.
Gestalt kuramının temel ilkeleri: Gestaltcılığın temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir.
Gestalt sözlüğü biçim ,şekil , form parçaların toplamı ve entegre olmuş bütün gibi anlamlara gelir.
Gestalt kuramı açılarına göre bütün parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır.
Birey her şeyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir. Bir başka söyleyişle İnsanlar kendilerine gelen uyarıcıları birbirinden ayırmış bir şekilde değil bir arada anlamlı bir bütün halinde örgütlenmiş bir biçimde algılarlar.
Örneğin uyarıcılardan bazılarını çerçeveler çizgiler renk grupları olarak değil masa sandalye aç insan olarak algılarız.
Gestalt kuramının temel ilkeleri: Gestaltcılığın temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir.
- Bir resimde görülen nesne şekil olurken geride kalanlar ise zemin olarak algılanır.
- Öğrenme şekil zemin arasındaki ilişkilerdeki değişimedir. Bir başka deyişle öğrenme daha yeni ve daha iyi bir bütün geliştirmelidir.
- Öğrenme bireyin karşılaştığı bir durum algılaması ve yorumundaki değişmedir.
- Bir seziş veya kavrama tamamen davranıştan ayrı olabileceği gibi davranışlarda birlikte olabilir.
- İnsanlar gördüklerini bir bütün olarak algılama eğilimindedirler.
- İnsanlar çevrelerini bir düzen içinde algılarlar . Eşya ve olaylar tek başlarına değil diğer nesne ve olaylarla beraber bir bütün olarak yani organize edilmiş bir bütün içinde anlamlandırılırlar.
- Davranış bireyin karşılaştığı durumu algılamasına ve durumu kendi amaçları açısından yorumlamasına bağlıdır. Öğrenme bu belirtilen algı ve yorumdaki değişmedir.
- Bu açıdan bireyin kendini ve kendi dışındaki olayları ve durumları algılaması çok önemlidir.
- Davranışlar bireyin öğrenmesinin birer işaretçileridir.
- Psikologların algısal alan bilişsel alan gibi terimlerle bireyin çevresini ve dünya'yı algılayışını belirtmek eğilimindedirler. Herhangi bir durum ya da konunun öğeleri birbiri ile ilgilidir.
- Bunların herbiri bir bütünlük içinde anlam kazanır.
- Bütün onu meydana getiren parçaların toplamından daha farklı ve anlamlıdır.
- Bu konuyu oluşturan parçaları ayrı ayrı incelersek bütünü göremeyiz veya bütünden önemli şeyleri kaybederiz.
Geştalt kuramcılarının temsilcileri Köhler , Wertheimer ve Koffkadır.
Geştalt
kuramında algılama geçtikçe psikologlar öncelikle algılama ve problem çözme süreçleriyle
ilgilenmişlerdir.
Öğrenme ile ilgili görüşleri algılama ve ilgili çalışmalarına dayanmaktadır. Bu nedenle de öğrenme ile ilgili açıklamaları algılama ile ilgili çalışmaların ikincil nitelikli ürünleridir.
Onlara göre algısal örgütleme yasaları öğrenmeyi de açıklamaya yardım etmektedir.
Algılama dış dünyadan duyu organlarımız yoluyla aldığımız duyusal bilginin beyin tarafından seçilip örgütlenerek yorumlanması sürecidir. Bu süreçte bireyler çok farklı şekillerde hareket etmektedir.
Örneğin kişiler nesneleri insanları veya olayları belli referans noktalarına göre algılama eğiliminde olabilmektedir. buna algısal set oluşturma denir.
Bu durumda algılamada bireysel farklılıklar ön plana çıkmaktadır insanın her türlü duygu düşünce ve davranışlarında algılama vardır.
Önce algılar , sonra tepki veririz olayların durumların ve ilişkilerin algısı ile tepkiler arasında uygunluk vardır.
Gestalt kuramına göre algılama yasaları:
Öğrenme ile ilgili görüşleri algılama ve ilgili çalışmalarına dayanmaktadır. Bu nedenle de öğrenme ile ilgili açıklamaları algılama ile ilgili çalışmaların ikincil nitelikli ürünleridir.
Onlara göre algısal örgütleme yasaları öğrenmeyi de açıklamaya yardım etmektedir.
Algılama dış dünyadan duyu organlarımız yoluyla aldığımız duyusal bilginin beyin tarafından seçilip örgütlenerek yorumlanması sürecidir. Bu süreçte bireyler çok farklı şekillerde hareket etmektedir.
Örneğin kişiler nesneleri insanları veya olayları belli referans noktalarına göre algılama eğiliminde olabilmektedir. buna algısal set oluşturma denir.
Bu durumda algılamada bireysel farklılıklar ön plana çıkmaktadır insanın her türlü duygu düşünce ve davranışlarında algılama vardır.
Önce algılar , sonra tepki veririz olayların durumların ve ilişkilerin algısı ile tepkiler arasında uygunluk vardır.
Gestalt kuramına göre algılama yasaları:
1-)Şekil - Zemin ilişkisi: Bütün algılamalar da bir şekil bir
de zemin vardır. Algılama sırasında göze ilk olarak çarpan nesne şekil
olmaktadır. Zemin ise görülen şeklin arka plan nedir ya da arkasında kalan
alandır. Şekil zemine göre daha etkilidir ve daha iyi anımsanır.
Bu nedenle bir şeyin algılanması ve öğrenilmesi isteniliyorsa onun şekil olmasını sağlamak gerekmektedir. şekil ve zemin dikkate bağlı olarak yer değiştirebilir.
Örneğin içeride ders çalışan Ecem sokakta arkadaşlarının sesini duyunca dikkatini dersten alıp arkadaşlarının sesini verdiği zaman ders zemin arkadaşlarının sesi şekil olacaktır.
Bu nedenle bir şeyin algılanması ve öğrenilmesi isteniliyorsa onun şekil olmasını sağlamak gerekmektedir. şekil ve zemin dikkate bağlı olarak yer değiştirebilir.
Örneğin içeride ders çalışan Ecem sokakta arkadaşlarının sesini duyunca dikkatini dersten alıp arkadaşlarının sesini verdiği zaman ders zemin arkadaşlarının sesi şekil olacaktır.
2-)Yakınlık: İnsan organizması bir alandaki
öğeleri nesneleri birbirine olan yakınlıklarına göre gruplandırarak bir bütün
olarak algılar.
Görsel uyarıcılar mekanda birbirine yakınlığına dikkat edilerek algılanırken işitsel uyarıcılar zamandaki yakınlıklarına göre gruplandırılırlar.
Görsel uyarıcılar mekanda birbirine yakınlığına dikkat edilerek algılanırken işitsel uyarıcılar zamandaki yakınlıklarına göre gruplandırılırlar.
3-)Benzerlik: Şekil renk doku cinsiyet gibi pek
çok özellik bakımından birbirine benzeyen ile birlikte gruplandırılarak
algılanma eğilimindedirler.
Örneğin bir caddede aynı üniformayla gezen lise öğrencileri bir grup olarak algılanır.
Örneğin bir caddede aynı üniformayla gezen lise öğrencileri bir grup olarak algılanır.
4-)Tamamlama: Bir nesne şekil gibi tamamıyla
görülmesi bile geçirme görünüyormuş gibi algılanır. Yani organizma eksik
kısımları tamamlayarak bir bütün olarak algılama eğilimindedir.
Örneğin okuduğumuz bir yazıda eksik olan kelime ya da harfleri sanki orada varmış gibi tamamlayarak algılarız ve okuruz.
Örneğin okuduğumuz bir yazıda eksik olan kelime ya da harfleri sanki orada varmış gibi tamamlayarak algılarız ve okuruz.
5-)Devamlılık: Aynı yönde giden noktalar çizgiler
benzerleri birlikte gruplandırılarak algılama eğilimindedir. Yeni reklam
panolarında yanıp sönen ampuller bireye bir devamlılık algısı vermektedir.
6-) Basitlik: İnsan basit düzenli bir biçimde
organize edilmiş şekilleri karmaşık şekillerden daha kolay algılama
eğilimindedir.