gestalt kuramı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gestalt kuramı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2016 Perşembe

Gestalt Kuramının Temel İlkeleri ve Yasaları



Gestalt Kuramı : Gestalt psikolojisi adını Almanca bir sözcük olan gestalt’tan alınmıştır.
Gestalt sözlüğü biçim ,şekil , form parçaların toplamı ve entegre olmuş bütün gibi anlamlara gelir.
Gestalt kuramı açılarına göre bütün parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır.
Birey her şeyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir. Bir başka söyleyişle İnsanlar kendilerine gelen uyarıcıları birbirinden ayırmış bir şekilde değil bir arada anlamlı bir bütün halinde örgütlenmiş bir biçimde algılarlar.
Örneğin uyarıcılardan bazılarını çerçeveler çizgiler renk grupları olarak değil masa sandalye aç insan olarak algılarız.

Gestalt kuramının temel ilkeleri: Gestaltcılığın temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir.

  • Bir resimde görülen nesne şekil olurken geride kalanlar ise zemin olarak algılanır.
  • Öğrenme şekil zemin arasındaki ilişkilerdeki değişimedir. Bir başka deyişle öğrenme daha yeni ve daha iyi bir bütün geliştirmelidir.
  • Öğrenme bireyin karşılaştığı bir durum algılaması ve yorumundaki değişmedir.
  • Bir seziş veya kavrama tamamen davranıştan ayrı olabileceği gibi davranışlarda birlikte olabilir.
  • İnsanlar gördüklerini bir bütün olarak algılama eğilimindedirler.
  • İnsanlar çevrelerini bir düzen içinde algılarlar . Eşya ve olaylar tek başlarına değil diğer nesne ve olaylarla beraber bir bütün olarak yani organize edilmiş bir bütün içinde anlamlandırılırlar.
  • Davranış bireyin karşılaştığı durumu algılamasına ve durumu kendi amaçları açısından yorumlamasına bağlıdır. Öğrenme bu belirtilen algı ve yorumdaki değişmedir.
  • Bu açıdan bireyin kendini ve kendi dışındaki olayları ve durumları algılaması çok önemlidir.
  • Davranışlar bireyin öğrenmesinin birer işaretçileridir.
  • Psikologların algısal alan bilişsel alan gibi terimlerle bireyin çevresini ve dünya'yı algılayışını belirtmek eğilimindedirler. Herhangi bir durum ya da konunun öğeleri birbiri ile ilgilidir.
  • Bunların herbiri bir bütünlük içinde anlam kazanır.
  • Bütün onu meydana getiren parçaların toplamından daha farklı ve anlamlıdır.
  • Bu konuyu oluşturan parçaları ayrı ayrı incelersek bütünü göremeyiz veya bütünden önemli şeyleri kaybederiz.


Geştalt kuramcılarının temsilcileri Köhler , Wertheimer ve Koffkadır.

Geştalt kuramında algılama geçtikçe psikologlar öncelikle algılama ve problem çözme süreçleriyle ilgilenmişlerdir.
Öğrenme ile ilgili görüşleri algılama ve ilgili çalışmalarına dayanmaktadır. Bu nedenle de öğrenme ile ilgili açıklamaları algılama ile ilgili çalışmaların ikincil nitelikli ürünleridir.
Onlara göre algısal örgütleme yasaları öğrenmeyi de açıklamaya yardım etmektedir.
Algılama dış dünyadan duyu organlarımız yoluyla aldığımız duyusal bilginin beyin tarafından seçilip örgütlenerek yorumlanması sürecidir. Bu süreçte bireyler çok farklı şekillerde hareket etmektedir.
Örneğin kişiler nesneleri insanları veya olayları belli referans noktalarına göre algılama eğiliminde olabilmektedir. buna algısal set oluşturma denir.
Bu durumda algılamada bireysel farklılıklar ön plana çıkmaktadır insanın her türlü duygu düşünce ve davranışlarında algılama vardır.
Önce algılar , sonra tepki veririz olayların durumların ve ilişkilerin algısı ile tepkiler arasında uygunluk vardır.

Gestalt kuramına göre algılama yasaları:
1-)Şekil - Zemin ilişkisi: Bütün algılamalar da bir şekil bir de zemin vardır. Algılama sırasında göze ilk olarak çarpan nesne şekil olmaktadır. Zemin ise görülen şeklin arka plan nedir ya da arkasında kalan alandır. Şekil zemine göre daha etkilidir ve daha iyi anımsanır.
Bu nedenle bir şeyin algılanması ve öğrenilmesi isteniliyorsa onun şekil olmasını sağlamak gerekmektedir. şekil ve zemin dikkate bağlı olarak yer değiştirebilir.
Örneğin içeride ders çalışan Ecem sokakta arkadaşlarının sesini duyunca dikkatini dersten alıp arkadaşlarının sesini verdiği zaman ders zemin arkadaşlarının sesi şekil olacaktır.

2-)Yakınlık: İnsan organizması bir alandaki öğeleri nesneleri birbirine olan yakınlıklarına göre gruplandırarak bir bütün olarak algılar.
Görsel uyarıcılar mekanda birbirine yakınlığına dikkat edilerek algılanırken işitsel uyarıcılar zamandaki yakınlıklarına göre gruplandırılırlar.

3-)Benzerlik: Şekil renk doku cinsiyet gibi pek çok özellik bakımından birbirine benzeyen ile birlikte gruplandırılarak algılanma eğilimindedirler.
Örneğin bir caddede aynı üniformayla gezen lise öğrencileri bir grup olarak algılanır.

4-)Tamamlama: Bir nesne şekil gibi tamamıyla görülmesi bile geçirme görünüyormuş gibi algılanır. Yani organizma eksik kısımları tamamlayarak bir bütün olarak algılama eğilimindedir.
Örneğin okuduğumuz bir yazıda eksik olan kelime ya da harfleri sanki orada varmış gibi tamamlayarak algılarız ve okuruz.

5-)Devamlılık: Aynı yönde giden noktalar çizgiler benzerleri birlikte gruplandırılarak algılama eğilimindedir. Yeni reklam panolarında yanıp sönen ampuller bireye bir devamlılık algısı vermektedir.

6-) Basitlik: İnsan basit düzenli bir biçimde organize edilmiş şekilleri karmaşık şekillerden daha kolay algılama eğilimindedir.

3 Şubat 2016 Çarşamba

Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlar / Gestalt Kuramı



Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlar

İşaret - Gestalt Kuramı - Tolman

Tolman , kuramını ilk olarak amaçlı davranışçılık olarak daha sonra ise işaret gestalt ya da beklenti kuramı olarak adlandırmıştır.
Tolman öğrenme kuramı davranışçılık ile gstalt’ı  birleştiren bir Kuramdır.
Tolman davranışçılar gibi psikolojinin tamamıyla objektif bir bilim olmasının savunmuş içe bakış yöntemini reddetmiştir.
Davranışçılar gibi davranışların açıkça ölçülmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak Tolman davranışların davranışın bilişsel yönüne çok az değer verdiğini düşünmüştür.

Ayrıca Tolman davranışların savunduğu gibi küçük davranış birimleri ile hareketlerle değil, bütüncü davranışlarla çalışmak gerektiğini savunmuştur.

Tolman’a göre davranış amaca yöneliktir ve davranış ulaşılacak amaç doğrultusunda çevre koşullarına göre değiştirilebilir uyum sağlanabilir bir özelliğe sahiptir.

Tolman’a göre öğrenme temel olarak çevreyi keşfetmek sürecidir.
Organizma araştırma yoluyla belli bazı olayların belirli başka olaylara yol açtığını ya da bir işaretin diğer bir işarete götürdüğünü keşfeder ve bunu kullanarak amacına ulaşır.
Bu öğrenme türüne uyarıcı tepki (u- )t öğrenme değil,  uyarıcı uyarıcı ( u- u) öğrenme denilmektedir.

Ödül Beklentisi: Organizma problem durumlarında amaca ulaşmak için çaba sarf eder.
Hangi yolu izler ise ile ulaşabileceğini belirlemeye çalışır.
Bana göre bir problem çözme durumunda amacı nerede olduğunu ve bu amaca ulaşmak için izleyeceğimiz en kısa yolu öğreniriz.
Ödül beklentisi doğrulanmadığı zaman öğrenmenin gerçekleşmesi güçtür.
Tolman organizmanın almayı beklediği pekiştireç değiştirilirse performansını düşeceğine inanmaktadır.  Yani öğrenmenin gerçekleşebilmesi için ödül beklentisinin yüksek ve canlı olması gerekir.

Yer Öğrenme: Canlı organizmalar fiziksel çevreleri ile ilgili olarak zihinlerinde bir harita oluştururlar.
Hangi nesnenin diğer nesnelerin neresinde olduğunu ve nereye nasıl gidilebileceğini gibi bütün bilgiler bu haritalarımız ne elde ederiz.
Bu haritalar herhangi bir çaba göstermeden kendiliğinden meydana gelen haritalardır.
Bu haritalara yer öğrenme ya da bilişsel harita adı verilmektedir.

Gizil ( örtük) Öğrenme:
İnsanlar algıdaki seçicilik dikkatin dağılması ve motivasyon eksikliği gibi nedenlerden dolayı birçok bilgiyi farkında olmadan öğrenmektedirler.
Belirli bir konuda öğrenme gerçekleştirilirken o konuyla doğrudan yada dolaylı olarak ilgili başka konularıda öğrenilebilmektedir.
Nereden hatırlandığı belli olmayan bilgiler genellikle bu tür öğrenme için gerçekleşmektedir.
Gizil öğrenme türü performansa dönüştürülemeyen bir öğrenme türüdür. Ve performansa dönüştürülünce ye kadar bellekte gizli tutulur.
Örneğin evden okula giderken etrafımızda hiç dikkat etmediğimiz halde biri aradığında bize bir şey sordu zaman hemen cevaplarız.

Kateksis: Kateksis belli türkü durumlarıyla belli nesneleri ilişkilendirme eğiliminin öğrenilmesine işaret eden bir durumdur.
Belli uyarıcılar belli dürtüleri doyurmakla ilişkilendirildiğinde ve türkü tekrar ortaya çıktığında organizma bu uyarıcı arama eğiliminde olur.
Örneğin Karadenizli biri acıktığımda açlığını hamsinin giderilmesi.  Yada İtalyan olan birinin açlığın makarna İnan gidermeye çalışması,  ya da Adanalı'nın
arayıp karnını kebaplar doyurma güdüsü gibi.
Organizma belli dürtü durumlarında belirli nesnelerden kaçınmayı öğrenmiş ise bu durum olumsuz kateksis olarak isimlendirilir.
Örneğin Müslümanların domuz etinden kaçınması gibi.

Eşdeğer İnançlar:
Alt amaç esas amaçla aynı etkiye sahip olduğunda alt amaç eşdeğer inanç oluşturmaktadır.
Tolman öğrenme türünün fizyolojik dürtülerden çok sosyal dürtülerin doyurulması ile ilgili olduğunu düşünmektedir.
Örneğin yüksek not alma algısı Öğrencinin bir müddet sevgi ve kabul edilme ihtiyacını tatmin edecektir Hatta arkadaşlarına aldığı notlar dansöz etmese bile öğrenci için hava almak sevilme ve kabul edilmeye eşdeğer bir durumdur.